Beni yavaşlat. Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir… Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele… Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükûnetini ver.
Toplumların çimentosu olan ve toplumu bir arada tutan ilkeler parçalanıp, kültür, etik, ahlak, hukuk, adalet gibi insanlığa dair tüm üst değerler yok edildikçe, toplum çöker, umudunu yitirir, her şey kokuşur, çoğunluk o kokuya alışır; hatta rahatsız olmayacak konuma gelir.
ܐܳܘ ܒܰܪ ܡܰܪܕܝܼܬܐ! ܦܰܓܪܰܢ ܗܳܢܳܐ ܡܶܬܚܰܙܝܳܢܳܐ ܒܰܝܬܐ ܗ̱ܘ ܕܪܘܼܚܰܢ ܠܐ ܡܶܬܚܰܙܝܳܢܝܼܬܳܐ. ܘܰܚܢܰܢ ܘܫܰܪܟܳܐ ܕܰܐ̱ܚܪ̈ܳܢܶܐ ܐܳܪ̈ܚܶܐ ܐܺܝܼܬܰܝܢ ܒܒܰܝܬܳܐ ܕܪܘܼܚܰܢ ܘܰܒܒܰܝܬܰܢ ܫܰܘܝܳܐ ܘܰܒܒܰܝܬܳܐ ܕܥܳܠܡܳܐ ܗܳܢܳܐ.
İnsan zihni terbiye edilmediğinde, başıboş bir halde olana maruz bırakıldığında kolayca cehenneme dönüşebilir. Ne de olsa zihin, bir örüntü mekanizması.
Her düşünce yaşam toprağına ekilen bir tohumdur. Her tohum, yapısı gereği fide ve ağaç olma oradan ormana dönüşme potansiyeline sahiptir.
Her düşünce yaşam toprağına ekilen bir tohumdur. Her tohum, yapısı gereği fide ve ağaç olma oradan ormana dönüşme potansiyeline sahiptir. Çünkü her ağaç kendi içinde meyveye dönüşen bir canlılık barındırır. Eğer iyi bir toprak, doğru havalandırma, yeterli su ve nitelikli bir ilgiyle beslenirse, tohum kesinlikle meyve verir.
Her düşünce yaşam toprağına ekilen bir tohumdur. Her tohum, yapısı gereği fide ve ağaç olma oradan ormana dönüşme potansiyeline sahiptir. Çünkü her ağaç kendi içinde meyveye dönüşen bir canlılık barındırır. Eğer iyi bir toprak, doğru havalandırma, yeterli su ve nitelikli bir ilgiyle beslenirse, tohum kesinlikle meyve verir.
Her düşünce yaşam toprağına ekilen bir tohumdur. Her tohum, yapısı gereği fide ve ağaç olma oradan ormana dönüşme potansiyeline sahiptir. Çünkü her ağaç kendi içinde meyveye dönüşen bir canlılık barındırır. Eğer iyi bir toprak, doğru havalandırma, yeterli su ve nitelikli bir ilgiyle beslenirse, tohum kesinlikle meyve verir.
Her düşünce yaşam toprağına ekilen bir tohumdur. Her tohum, yapısı gereği fide ve ağaç olma oradan ormana dönüşme potansiyeline sahiptir.
Yedi Büyükbaba Öğretisi olarak da bilinen Yedi Kutsal Öğreti, Kuzey Amerika'nın İlk Milletler halkı tarafından nesilden nesile aktarılan bir dizi öğretidir. Bu öğretiler anlamlı ve tatmin edici bir yaşam sürmek için yol gösterici ilkelerdir ve insanoğlu, doğa ve ilahi olan arasında uyumlu bir ilişki sürdürmek için gereklidir.
ܣܦܝܼܩܘܼܬܐ ܡ̇ܢ ܠܐ ܡܶܬܡܰܠܝܳܐ ܐܠܐ ܒܡܰܠܝܘܼܬܐ. ܘܰܟܡܳܐ ܕܡܶܬܡܰܠܝܳܐ ܝܰܬܝܼܪ ܣܳܓܝܳܐ ܣܦܝܼܩܘܼܬܐ. ܒܰܕ ܠܰܝܬ ܡܰܠܝܘܼܬܐ (ܓܡܝܼܪܬܐ) ܕܠܰܝܬ ܒܗ̇ ܚܰܣܝܼܪܘܼܬܐ. ܐܠܐ ܥܡ ܗܕܐ ܡܬܡܰܠܝܳܐ ܡܢܳܬܐ ܡܼܶܢ ܣܦܝܼܩܘܼܬܐ ܘܡܶܫܬܰܡܠܝܳܐ ܡܢܳܬܐ ܡܼܶܢ ܒܨܝܪܘܼܬܐ ܕܗܿܰܘ ܡܿܰܢ ܕܣܳܥܪ ܘܰܡܝܰܩܰܪ ܠܡܰܠܦ̈ܢܐ ܒܚܺܝܼܪ̈ܐ ܘܰܣܦܺܝܪ̈ܐ ܘܢܰܗܺܝܼܪ̈ܐ ܒܪܘܼܚܳܐ ܫܦܺܝܼܬܐ ܕܣܘܼܟܳܠܐ.
Ey vücudundaki ellerini her gün su ile yıkayan sen! Türlü ayıplarla dolu o nefsin küflerini neden yıkamazsın? Doğal haliyle (bile) pis kokan şeyi nasıl temizleyeceksin?! Karanlık o (bedeni) mezara koyduğunda (işte o zaman) bir hayli kokacaktır. Ey Grigoryos! Damadın gelişi yakındır, uyuma.
Kültür, bir toplumun ruhunu ve geçmişini yansıtan bir aynadır. Mezopotamya coğrafyasında özgün ve derin geçmişe sahip Süryani kültürünün görünmeyen gizemli ruhu, içsel dönüşümü sağlayan zengin bir manevi mirasın taşıyıcısıdır. Zira o ruh, yaşatan ve özgürleştiren kadim bir felsefeyle işlenerek günümüze kadar gel(ebil)miştir.
“Bir bardak suya bir avuç tuz dökerseniz su içilmez olur. Tuzu bir nehre dökerseniz, insanlar içmek, yemek pişirmek ve yıkanmak için nehirden su almayı sürdürebilirler. Nehir çok büyüktür; alma, kucaklama ve dönüştürme kapasitesi vardır. Kalplerimiz küçükse anlayışımız, şefkatimiz sınırlıdır ve acı çekeriz. Başkalarını ve onların eksikliklerini sindiremez, kabul edemez ve değişmelerini isteriz.
Hayatın gailesi ve akışı içinde farkında bile olmadığımız ama sıkıntıları çoğaltan ve hayatı zindana çeviren bazı tutumlar vardır. O tutumları tetikleyen nedenleri -(veya kavramları)- bilmeden o olumsuz durumu tedavi etmek, iyileştirmek mümkün değildir.
Hayatın gailesi ve akışı içinde farkında bile olmadığımız ama sıkıntıları çoğaltan ve hayatı zindana çeviren bazı tutumlar vardır. O tutumları tetikleyen nedenleri -(veya kavramları)- bilmeden o olumsuz durumu tedavi etmek, iyileştirmek mümkün değildir.
Hayatın gailesi ve akışı içinde farkında bile olmadığımız ama sıkıntıları çoğaltan ve hayatı zindana çeviren bazı tutumlar vardır. O tutumları tetikleyen nedenleri -(veya kavramları)- bilmeden o olumsuz durumu tedavi etmek, iyileştirmek mümkün değildir.
Hayatın gailesi ve akışı içinde farkında bile olmadığımız ama sıkıntıları çoğaltan ve hayatı zindana çeviren bazı tutumlar vardır. O tutumları tetikleyen nedenleri -(veya kavramları)- bilmeden o olumsuz durumu tedavi etmek, iyileştirmek mümkün değildir.
Hayatın gailesi ve akışı içinde farkında bile olmadığımız ama sıkıntıları çoğaltan ve hayatı zindana çeviren bazı tutumlar vardır. O tutumları tetikleyen nedenleri -(veya kavramları)- bilmeden o olumsuz durumu tedavi etmek, iyileştirmek mümkün değildir.
Kendini Beğenmişlik ve Ruhun İletişimi Hayatın gailesi ve akışı içinde farkında bile olmadığımız ama sıkıntıları çoğaltan ve hayatı zindana çeviren bazı tutumlar vardır. O tutumları tetikleyen nedenleri -(veya kavramları)- bilmeden o olumsuz durumu tedavi etmek, iyileştirmek mümkün değildir.
Hayatın gailesi ve akışı içinde farkında bile olmadığımız ama sıkıntıları çoğaltan ve hayatı zindana çeviren bazı tutumlar vardır. O tutumları tetikleyen nedenleri -(veya kavramları)- bilmeden o olumsuz durumu tedavi etmek, iyileştirmek mümkün değildir.
حالتنا الطبيعية هي الروح. وجوهر تلك الروح هو الحب النقي. إنها الصدق. إنها لطيفة. إنها الرحمة. إنها العدالة. إنها المساوة. إنها الأخلاق. إنها الفضيلة. إنها كل ما هو جيد. لأن ذلك الجوهر وتلك النفس هما انعكاس إلهي. ولا يوجد شيء باسم الشر والأنانية في ذلك الجوهر وتلك النفس.
المادة ليست في القشرة، بل في الوجود الداخلي. وكما قال أحد الحكماء: "إذا أردت الجوهر، فاكسر القشرة". إذا لم يتم كسر القشرة، فإن الجوهر غير معروف. لن يتم الكشف عنه. إذا لم تتشقق قشرة البيضة، فإن ذلك الفرخ الجميل، رمز الحياة، لا يمكن أن يعود إلى الحياة أو يخرج.
جميع الطقوس التي يتم إجراؤها في كنائس الرب تخدم غرضًا نهائيًا. سواء كان عيدًا أو صومًا أو أي طقوس أخرى، كل ذلك ليصححنا من خلال الاقتراب من الفضيلة وبلوغ التطور الأسمى. مار سويريوس الأنطاكي (459-533)
إن البقاء على نفس مستوى الوعي الناتج عن التكيف والتصورات الراسخة والعادات والعوامل البيئية دون تجديد طريقة تفكيرك، وعدم معرفة ما لا تعرفه، يسمم الحياة. وهذا موقف سيء يجعل الحياة معقدة وصعبة. لذلك، فإن الانفتاح على تعلم معلومات جديدة أمر ذو قيمة كبيرة لتنمية وسلام الحياة الفردية والعامة.
«ܟܰܕ ܒܥܰܝܢܳܐ ܕܗܰܘܢܳܐ ܚܳܐܰܪ ܐܰܢ̱ܬ. ܠܝܼ ܐܶܢܳܐ ܚܳܙܶܝܬ. ܐܶܠܐ܆ ܟܰܕ ܒܥܰܝܢܳܐ ܕܠܶܒܳܐ ܚܳܐܰܪ ܐܰܢ̱ܬ܆ ܠܳܟ ܐܰܢ̱ܬ ܚܳܙܶܝܬ.». ܣܰܟܠܘܼܬܐ ܘܐܶܢܳܢܳܝܘܼܬܐ ܬܪܶܝܢ ܚܰܝ̈ܠܐ ܐܶܢܘܢ ܪ̈ܰܒܶܐ ܒܪܰܡ ܦܪ̈ܺܝܼܫܶܐ ܕܣܳܪܚܺܝܼܢ ܘܢܳܟܶܝܢ ܗܰܝܡܳܢܘܼܬܳܐ ܘܰܡܚܰܒܠܺܝܼܢ ܡܘܼܙܳܓܳܐ ܬܰܩܢܳܐ ܕܒܰܪܢܳܫܳܐ. ܘܣܰܟܠܘܼܬܐ ܣܳܟܪܳܐ ܥܰܝ̈ܢܳܐ ܕܪܘܼܚܳܐ ܘܗܰܘܢܳܐ. ܘܰܡܬܰܪܣܝܳܐ ܠܐܶܢܳܢܳܝܘܼܬܐ ܗܿܝ ܕܣܳܕܩܳܐ ܘܦܳܠܓܳܐ ܘܣܳܚܦܳܐ ܠܬܘܼܩܳܢܳܐ.
ܡܰܪܕܘܼܬܐ ܣܘܼܪܝܳܝܬܐ ܡܿܢ ܐܰܡܝܼܢܘܼܬܐ ܐܝܬܝܗܿ ܕܰܡܕܝܼܢܳܝܘܼܬܐ ܥܰܬܝܼܩܬܳܐ ܕܒܝܬ݂ܢܗܪܝܢ. ܘܫܳܩܝܳܐ ܘܡܶܬܬܰܪܣܝܳܐ ܡܼܢ ܘܰܪ̈ܝܼܕܶܝܗܿ ܫܝܼ̈ܬܳܢܳܝܶܐ. ܘܩܰܢܝܳܐ ܥܘܼܡܩܳܐ ܘܚܶܟܡܬܐ ܕܝܘܼ̈ܒܳܠܶܝܗܿ ܥܒܺܝܼܪ̈ܶܐ. ܘܐܺܝܼܬܶܝܗܿ ܚܕܳܐ ܡܼܢ ܡܰܪ̈ܕܘܳܬ݂ܐ ܫܶܪ̈ܫܳܢܳܝܳܬܐ ܕܡܰܕܢܚܳܐ.
«ܟܰܕ ܒܥܰܝܢܳܐ ܕܗܰܘܢܳܐ ܚܳܐܰܪ ܐܰܢ̱ܬ. ܠܝܼ ܐܶܢܳܐ ܚܳܙܶܝܬ. ܐܶܠܐ܆ ܟܰܕ ܒܥܰܝܢܳܐ ܕܠܶܒܳܐ ܚܳܐܰܪ ܐܰܢ̱ܬ܆ ܠܳܟ ܐܰܢ̱ܬ ܚܳܙܶܝܬ.». ܣܰܟܠܘܼܬܐ ܘܐܶܢܳܢܳܝܘܼܬܐ ܬܪܶܝܢ ܚܰܝ̈ܠܐ ܐܶܢܘܢ ܪ̈ܰܒܶܐ ܒܪܰܡ ܦܪ̈ܺܝܼܫܶܐ ܕܣܳܪܚܺܝܼܢ ܘܢܳܟܶܝܢ ܗܰܝܡܳܢܘܼܬܳܐ ܘܰܡܚܰܒܠܺܝܼܢ ܡܘܼܙܳܓܳܐ ܬܰܩܢܳܐ ܕܒܰܪܢܳܫܳܐ. ܘܣܰܟܠܘܼܬܐ ܣܳܟܪܳܐ ܥܰܝ̈ܢܳܐ ܕܪܘܼܚܳܐ ܘܗܰܘܢܳܐ. ܘܰܡܬܰܪܣܝܳܐ ܠܐܶܢܳܢܳܝܘܼܬܐ ܗܿܝ ܕܣܳܕܩܳܐ ܘܦܳܠܓܳܐ ܘܣܳܚܦܳܐ ܠܬܘܼܩܳܢܳܐ.
ܡܰܪܕܘܼܬܐ ܣܘܼܪܝܳܝܬܐ ܡܿܢ ܐܰܡܝܼܢܘܼܬܐ ܐܝܬܝܗܿ ܕܰܡܕܝܼܢܳܝܘܼܬܐ ܥܰܬܝܼܩܬܳܐ ܕܒܝܬ݂ܢܗܪܝܢ. ܘܫܳܩܝܳܐ ܘܡܶܬܬܰܪܣܝܳܐ ܡܼܢ ܘܰܪ̈ܝܼܕܶܝܗܿ ܫܝܼ̈ܬܳܢܳܝܶܐ. ܘܩܰܢܝܳܐ ܥܘܼܡܩܳܐ ܘܚܶܟܡܬܐ ܕܝܘܼ̈ܒܳܠܶܝܗܿ ܥܒܺܝܼܪ̈ܶܐ. ܘܐܺܝܼܬܶܝܗܿ ܚܕܳܐ ܡܼܢ ܡܰܪ̈ܕܘܳܬ݂ܐ ܫܶܪ̈ܫܳܢܳܝܳܬܐ ܕܡܰܕܢܚܳܐ.
All rituals performed in the churches of the Lord serve an ultimate purpose. Whether it is a holiday, a fast or some other ritual, they are all designed to improve us by bringing us closer to the virtuous and achieving higher development.
جميع الطقوس التي يتم إجراؤها في كنائس الرب تخدم غرضًا نهائيًا. سواء كان عيدًا أو صومًا أو أي طقوس أخرى، كل ذلك ليصححنا من خلال الاقتراب من الفضيلة وبلوغ التطور الأسمى.
ܡܰܪܕܘܼܬܐ ܣܘܼܪܝܳܝܬܐ ܡܿܢ ܐܰܡܝܼܢܘܼܬܐ ܐܝܬܝܗܿ ܕܰܡܕܝܼܢܳܝܘܼܬܐ ܥܰܬܝܼܩܬܳܐ ܕܒܝܬ݂ܢܗܪܝܢ. ܘܫܳܩܝܳܐ ܘܡܶܬܬܰܪܣܝܳܐ ܡܼܢ ܘܰܪ̈ܝܼܕܶܝܗܿ ܫܝܼ̈ܬܳܢܳܝܶܐ. ܘܩܰܢܝܳܐ ܥܘܼܡܩܳܐ ܘܚܶܟܡܬܐ ܕܝܘܼ̈ܒܳܠܶܝܗܿ ܥܒܺܝܼܪ̈ܶܐ. ܘܐܺܝܼܬܶܝܗܿ ܚܕܳܐ ܡܼܢ ܡܰܪ̈ܕܘܳܬ݂ܐ ܫܶܪ̈ܫܳܢܳܝܳܬܐ ܕܡܰܕܢܚܳܐ. ܘܰܡܫܰܪܝܳܐ ܒܕܘܼܟܳܝܳܐ ܘܫܘܼܝܳܢܳܐ ܓܰܘܳܝܳܐ ܕܨܰܘܒܳܐ ܬܪܝܼܨܳܐ ܘܢܰܘܚܳܐ ܒܰܣܝܼܡܳܐ ܕܒܰܪܢܳܫܳܐ ܘܓܰܘܳܐ[1]. ܘܩܰܢܝܳܐ ܚܘܼ̈ܟܳܡܐ ܚܳܙ̈ܝܰܝ ܪܘܼܚܩܳܐ ܕܢܳܩܠܺܝܼܢ ܐܘܼܪܚܳܐ «ܕܪܶܥܝܳܢܳܐ ܘܫܘܼܘܫܳܛܐ» ܫܘܳܬ ܩܕܳܡ ܗܶܢܝܘܿܟܳܐ ܘܚܳܙܘܿܩܳܐ ܒܗܘܼܕܳܝܳܐ ܘܫܘܼܒܳܠܐ ܕܡܶܬܒܰܥܝ̈ܳܢܝܳܬܐ..
Çoğu kez geri dönmek isteyip de dönemediğimiz yıllardan bahsediyorum. Bazen iyi, bazen de kötü tat bırakan o çocukluk yıllarından. İnsanın hayatına olumlu-olumsuz yönler çizen ve geleceği şekillendiren o güçlü yıllar…
Çoğu kez geri dönmek isteyip de dönemediğimiz yıllardan bahsediyorum. Bazen iyi, bazen de kötü tat bırakan o çocukluk yıllarından. İnsanın hayatına olumlu-olumsuz yönler çizen ve geleceği şekillendiren o güçlü yıllar…
Çoğu kez geri dönmek isteyip de dönemediğimiz yıllardan bahsediyorum. Bazen iyi, bazen de kötü tat bırakan o çocukluk yıllarından. İnsanın hayatına olumlu-olumsuz yönler çizen ve geleceği şekillendiren o güçlü yıllar…
Çoğu kez geri dönmek isteyip de dönemediğimizyıllardan bahsediyorum. Bazen iyi, bazen de kötü tat bırakan o çocukluk yıllarından. İnsanın hayatınaolumlu-olumsuz yönler çizen ve geleceği şekillendiren o güçlü yıllar…
Çoğu kez geri dönmek isteyip de dönemediğimiz yıllardan bahsediyorum. Bazen iyi, bazen de kötü tat bırakan o çocukluk yıllarından. İnsanın hayatına olumlu-olumsuz yönler çizen ve geleceği şekillendiren o güçlü yıllar…
Çoğu kez geri dönmek isteyip de dönemediğimiz yıllardan bahsediyorum. Bazen iyi, bazen de kötü tat bırakan o çocukluk yıllarından. İnsanın hayatına olumlu-olumsuz yönler çizen ve geleceği şekillendiren o güçlü yıllar…
Çoğu kez geri dönmek isteyip de dönemediğimiz yıllardan bahsediyorum. Bazen iyi, bazen de kötü tat bırakan o çocukluk yıllarından. İnsanın hayatına olumlu-olumsuz yönler çizen ve geleceği şekillendiren o güçlü yıllar…
Erdemli olana ulaşmak ve ruhu coşturan sevinçlerin yolu kendini bilmekten, kendini tanımaktan geçer. Kendini bilmek, kendini tanımak ise yalnızca katıksız saf bir dikkatle kişinin bakışlarını içeriye çevirerek, kibirden ve egonun taleplerinden sıyrılmasıyla mümkün olur.
All rituals performed in the churches of the Lord serve an ultimate purpose. Whether it is a holiday, a fast or some other ritual, they are all designed to improve us by bringing us closer to the virtuous and achieving higher development.
«ܟܰܕ ܒܥܰܝܢܳܐ ܕܗܰܘܢܳܐ ܚܳܐܰܪ ܐܰܢ̱ܬ. ܠܝܼ ܐܶܢܳܐ ܚܳܙܶܝܬ. ܐܶܠܐ܆ ܟܰܕ ܒܥܰܝܢܳܐ ܕܠܶܒܳܐ ܚܳܐܰܪ ܐܰܢ̱ܬ܆ ܠܳܟ ܐܰܢ̱ܬ ܚܳܙܶܝܬ.». ܣܰܟܠܘܼܬܐ[2] ܘܐܶܢܳܢܳܝܘܼܬܐ ܬܪܶܝܢ ܚܰܝ̈ܠܐ ܐܶܢܘܢ ܪ̈ܰܒܶܐ ܒܪܰܡ ܦܪ̈ܺܝܼܫܶܐ ܕܣܳܪܚܺܝܼܢ ܘܢܳܟܶܝܢ ܗܰܝܡܳܢܘܼܬܳܐ ܘܰܡܚܰܒܠܺܝܼܢ ܡܘܼܙܳܓܳܐ ܬܰܩܢܳܐ ܕܒܰܪܢܳܫܳܐ. ܘܣܰܟܠܘܼܬܐ ܣܳܟܪܳܐ ܥܰܝ̈ܢܳܐ ܕܪܘܼܚܳܐ ܘܗܰܘܢܳܐ. ܘܰܡܬܰܪܣܝܳܐ ܠܐܶܢܳܢܳܝܘܼܬܐ ܗܿܝ ܕܣܳܕܩܳܐ ܘܦܳܠܓܳܐ ܘܣܳܚܦܳܐ ܠܬܘܼܩܳܢܳܐ.
Bölgenin otokton bir kültürü olan Süryani kültürü canlı bir aktör gibi dolaylı-dolaysız yollarla, var olan tarihi köy-kilise ve manastırlarıyla, ilim ve irfan merkezleriyle bölgenin sosyo-ekonomik kalkınmasına, ulusal ve küresel ölçekte bölgenin tanınmasına önemli katkılar sunmaya devam etmektedir.
All rituals performed in the churches of the Lord serve an ultimate purpose. Whether it is a holiday, a fast or some other ritual, they are all designed to improve us by bringing us closer to the virtuous and achieving higher development.
Rabbin kiliselerinde icra edilen tüm ritüeller nihaî bir amaca hizmet eder. İster bayram ister oruç isterse başka ritüel olsun, tüm bunlar, erdemli olanlara yak(ın)laşmak ve yüce tekamüle kavuşmak suretiyle ıslah olmamız içindir. -Antakyalı Mor Severius (459-533)- Tarihte Süryanilerin Tacı lakabıyla ünlenen Antakyalı Mor Severius (459-533)’un yazdığı orijinal Süryanice metinde geçen ܬܘܼܪܨܐ / Turoso / Turasa1 kavramı, iyileştirmek, geliştirmek, tamir etmek, tanzim etmek, ıslah etmek, düzeltmek, düzenlemek gibi anlamlara gelir. Çok manidar olan bu kavram, hastalıklı bir yapının veya bozuk bir hâlin, düzeltilmesine, iyileştirilmesine, yeniden düzenlenmesine güçlü bir göndermedir.
Rabbin kiliselerinde icra edilen tüm ritüeller nihaî bir amaca hizmet eder. İster bayram ister oruç isterse başka ritüel olsun, tüm bunlar, erdemli olanlara yak(ın)laşmak ve yüce tekamüle kavuşmak suretiyle ıslah olmamız içindir.
Rabbin kiliselerinde icra edilen tüm ritüeller nihaî bir amaca hizmet eder. İster bayram ister oruç isterse başka ritüel olsun, tüm bunlar, erdemli olanlara yak(ın)laşmak ve yüce tekamüle kavuşmak suretiyle ıslah olmamız içindir. Antakyalı Mor Severius (459-533)
Rabbin kiliselerinde icra edilen tüm ritüeller nihaî bir amaca hizmet eder. İster bayram ister oruç isterse başka ritüel olsun, tüm bunlar, erdemli olanlara yak(ın)laşmak ve yüce tekamüle kavuşmak suretiyle ıslah olmamız içindir. Antakyalı Mor Severius (459-533)
Tarihte Süryanilerin Tacı lakabıyla ünlenen Antakyalı Mor Severius (459-533)’un yazdığı orijinal Süryanice metinde geçen ܬܘܼܪܨܐ / Turoso / Turasa[1] kavramı, iyileştirmek, geliştirmek, tamir etmek, tanzim etmek, ıslah etmek, düzeltmek, düzenlemek gibi anlamlara gelir. Çok manidar olan bu kavram, hastalıklı bir yapının veya bozuk bir hâlin, düzeltilmesine, iyileştirilmesine,
Tarihte Süryanilerin Tacı lakabıyla ünlenen Antakyalı Mor Severius (459-533)’un yazdığı orijinal Süryanice metinde geçen ܬܘܼܪܨܐ / Turoso / Turasa[1] kavramı, iyileştirmek, geliştirmek, tamir etmek, tanzim etmek, ıslah etmek, düzeltmek, düzenlemekgibi anlamlara gelir.
Doğal halimiz ruhtur. O ruhun özü ve cevheri saf sevgidir. Samimiyettir. Işıktır. Şefkattir. Adalettir. Hakkaniyettir. Dürüstlüktür. Terbiyedir. Ahlaktır. Erdemdir. İyi olan her şeydir.
Düşünce biçimini yenileyerek, önyargıların, yerleşik algıların, alışkanlıkların ve çevresel etkenlerin şekillendirdiği aynı bilinç seviyesinde kalmak, bilgisizliği ve bilinçsizliği teşvik etmektedir. Bu durum, hayatı karmaşıklaştıran ve zorlaştıran olumsuz bir tavırdır.
Düşünce tarzını yenilemeden şartlanmaların, yerleşik algıların, alışkanlıkların ve çevresel faktörlerin oluşturduğu aynı bilinç seviyesinde kalmak, bilmediğini, bilmemek, hayatı zehirlemektedir.
Düşünce biçimini yenileyerek, önyargıların, yerleşik algıların, alışkanlıkların ve çevresel etkenlerin şekillendirdiği aynı bilinç seviyesinde kalmak, bilgisizliği ve bilinçsizliği teşvik etmektedir.
Düşünce biçimini yenileyerek, önyargıların, yerleşik algıların, alışkanlıkların ve çevresel etkenlerin şekillendirdiği aynı bilinç seviyesinde kalmak, bilgisizliği ve bilinçsizliği teşvik etmektedir.
Düşünce biçimini yenileyerek, önyargıların, yerleşik algıların, alışkanlıkların ve çevresel etkenlerin şekillendirdiği aynı bilinç seviyesinde kalmak, bilgisizliği ve bilinçsizliği teşvik etmektedir.
Düşünce tarzını yenilemeden şartlanmaların, yerleşik algıların, alışkanlıkların ve çevresel faktörlerin oluşturduğu aynı bilinç seviyesinde kalmak, bilmediğini, bilmemek, hayatı zehirlemektedir. Bu durum, hayatı karmaşıklaştıran ve zorlaştıran kötü bir tutumdur.
Cevher kabukta değil, özdedir. Bir bilgenin deyişiyle, "Özü istiyorsan, kabuğunu kır." Kabuk kırılmasa, öz bilinmez. Ortaya çıkmaz.
Suryani Kütüphanesi Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın denetiminde Mardin Valiliği'nin onayı ile düzenlenen törenle açılış yapıldı.
23 Ağustos 2023 Çarşamba günü Avrupa’dan gelen gurbetçi Süryanilerle Mardin şehir merkezinde hasbihal ederken, Cizre’den gelen telefon ile sarsıldık.
23 Ağustos 2023 Çarşamba günü Avrupa’dan gelen gurbetçi Süryanilerle Mardin şehir merkezinde hasbihal ederken, Cizre’den gelen telefon ile sarsıldık.
23 Ağustos 2023 Çarşamba günü Avrupa’dan gelen gurbetçi Süryanilerle Mardin şehir merkezinde hasbihal ederken, Cizre’den gelen telefon ile sarsıldık.
23 Ağustos 2023 Çarşamba günü Avrupa’dan gelen gurbetçi Süryanilerle Mardin şehir merkezinde hasbihal ederken, Cizre’den gelen telefon ile sarsıldık.
Süryanicede kavramsallaştırmanın yahut isimlendirmenin kapsamı hayli geniş ve dinamiktir. Çünkü Süryanicede ismin etki-telkin etme ve etkileşim gücü vardır. Genellikle isimdeki hatırayı canlı tutma, sembolize etme, yüceltme ve yansıtma konusunda arzulanan etkiyi ve etkileşimi oluşturma beklentisiyle isimlendirme yapılır. Bir kültürün önemlilik yahut önemsizlik ölçüleri bakımından bir hayli mühim görülen kavramsallaştırma veya isimlendirme, birey ve toplum yaşamında ayırt edici özelliklere ve etkilere sahiptir.
تمتلك الثقافة السريانية، التي لها سماتها الفولكلورية الخاصة، قوة التعبيرعن ألوان وعواطف العالم الداخلي بأكثر العروض جمالية ونقلها إلى الآخرين باستخدام مواهبهم وإبداعهم. من خلال هيكلها المميز للمشاركة الاستكشافية، وتُعلّم كيفية تجنب كل ما يضعف طاقة الحياة.
الهدف الأساسي للثقافة السريانية، التي ترى الله في الإنسان وفي الكون، هو تذكير المرء بأخذ الهدف الحقيقي في الاعتبار في صعوبات الحياة وصدماتها.
دون معرفة قواعد المروربغض النظرعن تجهيزات السيارة وبغض النظرعن حالة الطريق إذا تم استخدام السيارة، فستكون الرحلة مزعجة وصعبة. في بعض الأحيان حتى هذا لا يكفي. من الضروري المضي قدمًا من خلال مراعاة سرعة المركبات المتحركة.
بعد بلوغ مستوى معين من النضج، فإن عمليات البحث والجهود والتفسيرات والتقديرات والتجارب والأنشطة العقلية البشرية ليست مستقلة عن المكان. لذلك، هناك علاقة وجودية بين الإنسان والمكان. تكون طبيعة هذه العلاقة في بعض الأحيان مربكة للغاية بحيث لا يمكن فهمها من قبل العالم الخارجي. إن فهم المكان، تمامًا مثل الوقت، موضوع معقد يجب التفكير فيه.
شهدت الثقافة السريانية، التي تشكلت ببيانات ثقافة بلاد ما بين النهرين القديمة، تغيرًا فريدًا من حيث الشكل والمحتوى، مروراً ببوتقة التفاهم الجديدة نتيجة تخمر العناصر التي تطورت مع ولادة المسيحية.
"الشر يستخدم الخداع! (...) ماذا لو دفعتني جحافل الشيطان في المطاردة مباشرة إلى الخير؟ (…) الشر يعرف الخير، ولكن الخير لا يعرف الشر. (...) يأخذ الشرير أحيانًا صورة الخير، بل ويضع نفسه بالكامل في جسده. إذا بقيت هذه الحقيقة مخفية عني، فسأستسلم بالتأكيد، لأن مثل هذا الخير هو أكثر إغراء من الخير الحقيقي."
ܫܘܼܒܳܚܳܐ ܕܒܰܪܢܳܫܐ ܡܿܢ ܬܠܝܐ ܗ̱ܘ ܒܡܶܫܬܰܟܚܳܢܘܼܬܐ ܕܫܘܼܒܚܳܐ ܓܰܘܳܝܐ. ܘܰܟܕ ܟܪܝܟ ܗ̱ܘ ܒܡܰܪܝܼܪܘܼܬܐ ܘܚܰܠܝܘܼܬܐ܆ ܡܶܣܬܢܳܩܘ ܡܶܣܬܢܶܩ ܠܨܦ̈ܬܐ ܣܓܝ̈ܐܐ: ܕܐܝܟ ܠܒܝܼܒܘܼܬܐ ܘܰܛܢܢܐ ܡܛܰܟܣܐ ܘܐܰܡܝܼܢܐ ܘܚܘܼܡܣܢܐ ܘܥܘܼܙܳܝܐ ܘܫܰܪܝܪܘܼܬܐ ܘܰܬܪܝܼܨܘܬܐ ܘܟܐܢܘܼܬܐ ܘܩܘܼܫܬܐ ܘܚܘܒܐ ܘܐܝܩܪܐ ܘܬܘܼܟܠܢܐ ܝܳܬܢܳܝܐ.... ܘܠܐ ܡܶܫܬܟܰܚ ܐܠܐ ܒܰܪܘܝܼܚܘܼܬ ܬܰܪܥܝܬܐ ܘܝܘܼܠܦܳܢܐ ܚܠܝܼܡܐ. ܒܪܡ ܡܚܝܼܠܘܼܬܐ ܘܰܒܨܝܼܪܘܼܬܐ ܡܬܚܙܝܐ ܒܡܶܨ̈ܥܳܝܘܗܝ ܩܶܨܰܬ ܡܓܰܙܝܘܼܬܐ ܕܣܘܼ̈ܟܳܠܝܳܬܐ ܘܐܝܬܝ̈ܩܳܝܳܬܐ.
لأن الثقافة السريانية، التي ترى الله في الإنسان وفي الكون، تهدف إلى تحقيق نفع كل إنسان بالحب والعلم.القضايا الإدارية تقوم على الحكمة والمحبة والإيثار.
الثقافة السريانية امتداد لحضارة بلاد ما بين النهرين القديمة، جغرافيتنا لديها حكمة قديمة كعمق الحياة. وهي من الشرق كثقافة أصلية، تبدأ من السلام الفردي الداخلي، مع فهم الانسجام مع الواقع والمسؤولية، تقوم على العيش والحفاظ على مجتمع صحي. مع رؤى حكيمة، لديها وظائف حيوية مثل إشارات المرور على طريق الحياة.
«ܕܙܳܪܰܥ ܣܰܟܠܘܼܬܐ܆ ܚܳܨܶܕ ܫܰܦܠܘܼܬܐ. ܘܠܐ ܥܳܬܪ ܗܰܘܢܳܐ ܐܠܐ ܒܫܘܼܪܬܳܚܳܐ ܕܝܘܼܠܦܳܢܳܐ.» ܡܪܝ ܝܥܩܘܒ ܕܣܪܘܓ (451-521)
ܫܘܼܒܳܚܳܐ ܕܒܰܪܢܳܫܐ ܡܿܢ ܬܠܝܐ ܗ̱ܘ ܒܡܶܫܬܰܟܚܳܢܘܼܬܐ ܕܫܘܼܒܚܳܐ ܓܰܘܳܝܐ. ܘܰܟܕ ܟܪܝܟ ܗ̱ܘ ܒܡܰܪܝܼܪܘܼܬܐ ܘܚܰܠܝܘܼܬܐ܆ ܡܶܣܬܢܳܩܘ ܡܶܣܬܢܶܩ ܠܨܦ̈ܬܐ ܣܓܝ̈ܐܐ: ܕܐܝܟ ܠܒܝܼܒܘܼܬܐ ܘܰܛܢܢܐ ܡܛܰܟܣܐ ܘܐܰܡܝܼܢܐ ܘܚܘܼܡܣܢܐ ܘܥܘܼܙܳܝܐ ܘܫܰܪܝܪܘܼܬܐ ܘܰܬܪܝܼܨܘܬܐ ܘܟܐܢܘܼܬܐ ܘܩܘܼܫܬܐ ܘܚܘܒܐ ܘܐܝܩܪܐ ܘܬܘܼܟܠܢܐ ܝܳܬܢܳܝܐ.... ܘܠܐ ܡܶܫܬܟܰܚ ܐܠܐ ܒܰܪܘܝܼܚܘܼܬ ܬܰܪܥܝܬܐ ܘܝܘܼܠܦܳܢܐ ܚܠܝܼܡܐ. ܒܪܡ ܡܚܝܼܠܘܼܬܐ ܘܰܒܨܝܼܪܘܼܬܐ ܡܬܚܙܝܐ ܒܡܶܨ̈ܥܳܝܘܗܝ ܩܶܨܰܬ ܡܓܰܙܝܘܼܬܐ ܕܣܘܼ̈ܟܳܠܝܳܬܐ ܘܐܝܬܝ̈ܩܳܝܳܬܐ.
“Evil is whatever distracts. (…) What if the satanic hunting party drives me straight into the Good? (…) Evil knows of the Good, but Good does not know of Evil. (…) Sometimes, evil assumes the form of good, in fact, embodies it completely. If this fact remains hidden to me, no doubt I shall succumb, for such a good is more enticing than actual good.” Franz Kafka (1883-1924).
Syriac culture, shaped by the parameters of the ancient culture of Mesopotamia, has been uniquely changed in terms of style and content by passing through a new understanding as a result of the leaven of factors developed along with the birth of Christianity.
Syriac culture, which has unique folkloric qualities, values the power of people who use their talents and creativity to express and convey to others the colors and emotions of their inner world in the most aesthetic way possible.
Syriac culture, which is an extension of ancient Mesopotamian civilization, possesses an ancient wisdom in the life of our geography.
Yusuf Begtas :Since Syriac culture, which sees God in man and the universe, is based on realizing the common good through love and knowledge, administrative matters are based on governance, love, and altruism.
Yusuf Begtas: Everything starts with seeing, knowing, and understanding the truth. The truth Christ points to is the way of life. The fundamental insight of life. This insight is love. This love harbors no ill will or evil.
Yusuf Begtas:Driving a vehicle without knowing traffic rules or taking account of the vehicle’s hardware and road conditions makes for a rough and difficult ride. Sometimes even this is not enough. The speed of moving vehicles must also be taken into account.
Yusuf Begtas:Shaped by the input of Ancient Mesopotamian culture, Syriac culture has gone through a transformation unique in form and content by passing through a new melting pot of understanding as a result of the fermentation of elements that came about with the birth of Christianity.
Ey talip, sükûneti talep et, et ki benliğin onunla yaşayabilsin. Kendine bakan (göz) ol, kendinden başka yöne bakma. Kendinden başka yöne bakarsan kendini bulamazsın. Dış duyguların (birbiriyle) barışık olsun ki iç duyguların da sükûnete kavuşabilsin. Hayatı(nı) kendine doğru çekersen, benliğinin gözü olursun.
Etrafına pozitif enerji, güven, sevgi, hoşgörü ve adalet yayabilmektir. Yaşamdaki sorumluluğunu bilip, haddini aşmamaktır zarafet. Ortak alan olan asansörde sigara içmeyip, bu zevkini sabırla, daha dar alan olan bireysel tabuta saklamaktır.
Öz şefkat, insanın kendisiyle pozitif ilişki içinde olması ve kendisine karşı sağlıklı tutum takınması olarak tanımlanır. Bu da insanın kendisiyle barışık olmasını sağlar. İçsel barışıklık yoksa sorun var demektir. Büyük-küçük içsel her sorun da, bir başka soruna neden olur.
Öz şefkat, insanın kendisiyle pozitif ilişki içinde olması ve kendisine karşı sağlıklı tutum takınması olarak tanımlanır. Bu da insanın kendisiyle barışık olmasını sağlar. İçsel barışıklık yoksa sorun var demektir. Büyük-küçük içsel her sorun da, bir başka soruna neden olur.
Öz şefkat, insanın kendisiyle pozitif ilişki içinde olması ve kendisine karşı sağlıklı tutum takınması olarak tanımlanır. Bu da insanın kendisiyle barışık olmasını sağlar. İçsel barışıklık yoksa sorun var demektir. Büyük-küçük içsel her sorun da, bir başka soruna neden olur.
Öz şefkat, insanın kendisiyle pozitif ilişki içinde olması ve kendisine karşı sağlıklı tutum takınması olarak tanımlanır. Bu da insanın kendisiyle barışık olmasını sağlar. İçsel barışıklık yoksa sorun var demektir. Büyük-küçük içsel her sorun da, bir başka soruna neden olur.
Süryani Mistisizmi adlı eserde Mesihî ruhaniyetinden neş’et beden, nefis ve ruhtan oluşan insanoğlunun; nefsini/kendini tanıması, nefsini tezkiye etmesi ve daima tevazuû halinde olması gibi üç temel esas üzerinde du-rulmuştur. Eserdeki bu üç temel esas, İslam tasavvufunda da var olan esaslardır.
Kendisini karşılayan sekretere; Nazif Beyle görüşmek istediğini söyledi. Bunun üzerine sekreter birden ciddileşti: 'Nazif bey mi?' dedi. 'Evet, Nazif bey!' diye cevap alınca, hüzünlü bir ses tonuyla 'Nazif Bey sizlere ömür efendim, onu kaybedeli dört yıl oldu.' dedi.
İnsan olarak bizler, içinde yaşadığımız yeriniyetlerimizle, düşüncelerimizle, işimizle, varlığımızla, gayretlerimizle, enerjimizle, başkalarıyla olan ilişki ve etkileşimlerle sürekli etkilemekteyiz.
İnsan olarak bizler, içinde yaşadığımız yeri niyetlerimizle, düşüncelerimizle, işimizle, varlığımızla, gayretlerimizle, enerjimizle, başkalarıyla olan ilişki ve etkileşimlerle sürekli etkilemekteyiz.
İnsan olarak bizler, içinde yaşadığımız yeriniyetlerimizle, düşüncelerimizle, işimizle, varlığımızla, gayretlerimizle, enerjimizle, başkalarıyla olan ilişki ve etkileşimlerle sürekli etkilemekteyiz.
İnsan olarak bizler, içinde yaşadığımız yeri niyetlerimizle, düşüncelerimizle, işimizle, varlığımızla, gayretlerimizle, enerjimizle, başkalarıyla olan ilişki ve etkileşimlerle sürekli etkilemekteyiz.
‘‘Ayağa Kalk İnsanlık!’’ tabiri, değerli dostum yazar/şair Ali Rıza Malkoç’un Gülnar Yayınlarından henüz yeni çıkan 22. Kitabının ismidir. Düşünsel iyileşmeye ve şifaya davet niteliği taşıyan bir başyapıttır. Kapak dizaynı olarak oldukça albenili görünüyor. İnsandaki (ve bizdeki) insanlığın ayağa kalkması için lazım olan bilgiler işleniyor bu nadide eserde...
Ruh, kaya üzerine temellenmiş imandan beslenir. O kaya derinliktir, genişliktir ve dinginliktir. O kayada sertlik ve nobranlık yoktur. O kaya ruhtur. O kaya kalıcı ve yapıcı anlamlardır.
بعد بلوغ مستوى معين من النضج، فإن عمليات البحث والجهود والتفسيرات والتقديرات والتجارب والأنشطة العقلية البشرية ليست مستقلة عن المكان. لذلك، هناك علاقة وجودية بين الإنسان والمكان. تكون طبيعة هذه العلاقة في بعض الأحيان مربكة للغاية بحيث لا يمكن فهمها من قبل العالم الخارجي. إن فهم المكان، تمامًا مثل الوقت، موضوع معقد يجب التفكير فيه.
St. Jacob of Sarug (451-521) Syriac culture, which is an extension of ancient Mesopotamian civilization, possesses an ancient wisdom in the life of our geography.
Bilincini geliştirmek isteyen kimse, insanlara yargılama penceresinden değil, takdir etme penceresinden bakmalıdır. Bütün insanlardaki güzelliğe yoğunlaşmalı. Böyle iyimser bir bakış, diğer insanları da etkiler. Bir kişi olarak tüm insanlığın gelişimi üzerinde bir etkimiz vardır.
Kendimi bildim bileli Mor Evgin Manastırının derinliği ve muhteşem konumu beni kuşatmaktadır. Beni derin tefekküre itmektedir. Tıpkı 25 yıl önce olduğu gibi, geçen hafta yine o dar ve alçak kapıdan geçtim. Tekrar kuşatıldım.
Belli bir olgunluğa vardıktan sonra, insanın arayışları, çabaları, anlamlandırmaları, değerlendirmeleri, deneyimleri ve zihinsel aktiviteleri mekândan bağımsız değildir. Dolayısıyla insan ile mekân arasında varoluşsal bir ilişki vardır. O ilişkinin mahiyeti bazen dış dünya tarafından anlaşılmayacak kadar kafa karıştırıcıdır. Tıpkı zaman gibi, mekânı da anlamak, kafa yoran karmaşık bir konudur.
إن المواقف التي تعطي الأولوية للوسائل والأساليب التي تلقي بظلالها على الهدف في التحديات الحالية لا تلوث روح الفرد فحسب، بل تجعل من الصعب أيضًا التركيز على الذات.
Diğer bir ifadeyle, içinde yaşadığımız çevre, birlikte olduğumuz insanlar ve eşya aynıdır. Ama her birimizin bunları görmesi, algılaması, içselleştirmesi, anlaması farklıdır, kendine özeldir. Farklıdır, çünkü her birimizin çevresiyle iletişimi başka türlüdür.
Güncel zorluklarda aracı önceleyen tutumlar ve amacı gölgeleyen yaklaşımlar, insanın ruhunu kirletmekle kalmıyor, ÖZ’e odaklanmayı da zorlaştırıyor. Bilinçli bir niyetle tarihsel köklere yapılan ziyaret, bu bağlamda dönüştürücü anlamlara sahiptir. Bahane üreten yaygın kanıların ötesinde insanın kendine bakmasını ve geçmişini sorgulamasına neden oluyor.
Güncel zorluklarda aracı önceleyen tutumlar ve amacı gölgeleyen yaklaşımlar, insanın ruhunu kirletmekle kalmıyor, ÖZ’e odaklanmayı da zorlaştırıyor. Bilinçli bir niyetle tarihsel köklere yapılan ziyaret, bu bağlamda dönüştürücü anlamlara sahiptir. Bahane üreten yaygın kanıların ötesinde insanın kendine bakmasını ve geçmişini sorgulamasına neden oluyor.
Bir dağa çıkmak, dünyanın her yerinde çağlara gitmek gibidir. Ama bu dağ, Kardu / Cudi Dağı olunca, adeta insanlığın doruğuna, uygarlık tarihine çıkmak anlamına gelir. Bana göre, Kardu / Cudi Dağı insanlığın rahmidir. Şırnak Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, organize edilen 1inci Uluslararası Turabdin Sempozyumunun çok verimli iki günlük çalışmasının ardından yurtiçinden ve yurtdışından gelen bilim insanları eşliğinde dün Cudi Dağı’ndaki Sefine bölgesi ziyaret edildi.
طور كاردو (جبل جودي) له مكانة محترمة في الثقافة السريانية التي تعد من عروق الثقافة الشرقية. مثل طورعبدين وطور ايزلا، إنه جبل قديم جدًا غذى الثقافة السريانية في التاريخ.
الثقافة السريانية امتداد لحضارة بلاد ما بين النهرين القديمة، جغرافيتنا لديها حكمة قديمة كعمق الحياة. وهي من الشرق كثقافة أصلية، تبدأ من السلام الفردي الداخلي، مع فهم الانسجام مع الواقع والمسؤولية، تقوم على العيش والحفاظ على مجتمع صحي.[1] مع رؤى حكيمة، لديها وظائف حيوية مثل إشارات المرور على طريق الحياة.
Antik Mezopotamya uygarlığının bir uzantısı olan Süryani kültürü, coğrafyamızın yaşam derinliğinde kadim bir bilgeliğe sahiptir. Doğu’nun otokton bir kültürü olarak bireysel-içsel barıştan yola çıkarak, realiteyle uyumu ve sorumluluğu erdem bilen bir anlayışla, sağlıklı bir toplumda yaşamayı ve yaşatmayı esas alır.(1) Hikmetli öngörüleriyle, yaşam yolunda trafik işaretleri gibi hayati işlevlere sahiptir.
Bir dağa çıkmak, dünyanın her yerinde çağlara gitmek gibidir. Ama bu dağ, Kardu / Cudi Dağı olunca, adeta insanlığın doruğuna, uygarlık tarihine çıkmak anlamına gelir. Bana göre, Kardu / Cudi Dağı insanlığın rahmidir. Şırnak Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, organize edilen 1inci Uluslararası Turabdin Sempozyumunun çok verimli iki günlük çalışmasının ardından yurtiçinden ve yurtdışından gelen bilim insanları eşliğinde dün Cudi Dağı’ndaki Sefine bölgesi ziyaret edildi.
Tur Kardu (Cudi Dağı) Doğu kültürünün damarlarından biri olan Süryani kültürü içinde saygın bir yere sahiptir.
Tur Kardu (Cudi Dağı) Doğu kültürünün damarlarından biri olan Süryani kültürü içinde saygın bir yere sahiptir. Turabdin ve Tur İzlo (Bagok Dağı) gibi tarihte Süryani kültürünü besleyen çok kadim bir dağdır. Bir dağa çıkmak, dünyanın her yerinde çağlara gitmek gibidir. Ama bu dağ, Kardu / Cudi Dağı olunca, adeta insanlığın doruğuna, uygarlık tarihine çıkmak anlamına gelir.
Tur Kardu (Cudi Dağı) Doğu kültürünün damarlarından biri olan Süryani kültürü içinde saygın bir yere sahiptir. Turabdin ve Tur İzlo (Bagok Dağı) gibi tarihte Süryani kültürünü besleyen çok kadim bir dağdır. Bir dağa çıkmak, dünyanın her yerinde çağlara gitmek gibidir. Ama bu dağ, Kardu / Cudi Dağı olunca, adeta insanlığın doruğuna, uygarlık tarihine çıkmak anlamına gelir.
İnsanın varoluş amacı ilahi sevgiye kanal olmaktır. Bunun gerçekleşmesi, hayat yolculuğunda insanın tamamlayıcı anlayışa kavuşmasına bağlıdır. Ancak insan, tam değil, hamdır, noksandır.
‘‘Nasıl ki insanların her biri başka özelliklere sahiptir, farklıdır ve tektir, aynı şekilde her insanın kâinat ve varlık algısı da farklıdır. Diğer bir ifadeyle, içinde yaşadığımız çevre, birlikte olduğumuz insanlar ve eşya aynıdır.
‘‘Nasıl ki insanların her biri başka özelliklere sahiptir, farklıdır ve tektir, aynı şekilde her insanın kâinat ve varlık algısı da farklıdır. Diğer bir ifadeyle, içinde yaşadığımız çevre, birlikte olduğumuz insanlar ve eşya aynıdır.
‘‘Nasıl ki insanların her biri başka özelliklere sahiptir, farklıdır ve tektir, aynı şekilde her insanın kâinat ve varlık algısı da farklıdır. Diğer bir ifadeyle, içinde yaşadığımız çevre, birlikte olduğumuz insanlar ve eşya aynıdır.
İnsanın varoluş amacı ilahi sevgiye kanal olmaktır. Bunun gerçekleşmesi, hayat yolculuğunda insanın tamamlayıcı anlayışa kavuşmasına bağlıdır. Ancak insan, tam değil, hamdır, noksandır. O yüzden hamlıktan kurtulması, tamamlanma, tam olma, kemal olma yolculuğuna çıkması amaçlanmıştır.
Akıl beslendiği şeylerden oluşur. Işığın evladı için akıl gibi hayat da bir bahçedir. Düşünceler ise tohumlar. İster gül yetiştirir, ister diken. Hayat neşeli değilse, yabani otlar veya diken suladığını bilir IŞIĞIN EVLADI… Işığın evlatları hayatın ritmini bozmayı asla düşünmez. Karşıdaki insanın doğrularında yanlış aramaz.
‘‘Nasıl ki insanların her biri başka özelliklere sahiptir, farklıdır ve tektir, aynı şekilde her insanın kâinat ve varlık algısı da farklıdır. Diğer bir ifadeyle, içinde yaşadığımız çevre, birlikte olduğumuz insanlar ve eşya aynıdır. Ama her birimizin bunları görmesi, algılaması, içselleştirmesi, anlaması farklıdır, kendine özeldir.
Egomuz, nefsimiz; maneviyatımızı şekillendiren yaşam öğretisinin elinde şayet kar gibi erimiyorsa, o öğreti nefsimizin elinde kar gibi erimeye mahkûm olur.
Hayatın gailesi ve akışı içinde farkında bile olmadığımız ama sıkıntıları çoğaltan ve hayatı zindana çeviren bazı tutumlar vardır. O tutumları tetikleyen nedenleri -(veya kavramları)- bilmeden o olumsuz durumu tedavi etmek, iyileştirmek mümkün değildir.
Trafik kuralları bilinmeden, aracın donanımı dikkate alınmadan, yol şartları gözetilmeden araç kullanılırsa, yolculuk sıkıntılı ve zor geçer. Hatta bazen bu da yetmez. Seyir halindeki araçların hızını da dikkate alarak ilerlemek gerekir.
Trafik kuralları bilinmeden, aracın donanımı dikkate alınmadan, yol şartları gözetilmeden araç kullanılırsa, yolculuk sıkıntılı ve zor geçer. Hatta bazen bu da yetmez. Seyir halindeki araçların hızını da dikkate alarak ilerlemek gerekir.
Trafik kuralları bilinmeden, aracın donanımı dikkate alınmadan, yol şartları gözetilmeden araç kullanılırsa, yolculuk sıkıntılı ve zor geçer. Hatta bazen bu da yetmez. Seyir halindeki araçların hızını da dikkate alarak ilerlemek gerekir.
Süryani Kültürü ve İçsel Dönüşüm Kitabı – Yusuf Beğtaş
Trafik kuralları bilinmeden, aracın donanımı dikkate alınmadan, yol şartları gözetilmeden araç kullanılırsa, yolculuk sıkıntılı ve zor geçer. Hatta bazen bu da yetmez. Seyir halindeki araçların hızını da dikkate alarak ilerlemek gerekir.
Trafik kuralları bilinmeden, aracın donanımı dikkate alınmadan, yol şartları gözetilmeden araç kullanılırsa, yolculuk sıkıntılı ve zor geçer. Hatta bazen bu da yetmez. Seyir halindeki araçların hızını da dikkate alarak ilerlemek gerekir.
Dünyadaki temel görevimiz kim olduğumuzu hatırlamaktır. Kendimizi bulmaktır. Haddimizi ve hakkımızı bilmektir. Sahte/düşük benlikten kurtulup, hakiki/yüksek benliğimizi keşfetmektir. Bencillikten vazgeçip kendimizi tedavi edebilmektir. İlahi destek alıp yolda kalmak ve yola devam etmektir. Tüm ilahi bilgiler burada gizlidir.
لأن الثقافة السريانية، التي ترى الله في الإنسان وفي الكون، تهدف إلى تحقيق نفع كل إنسان بالحب والعلم.القضايا الإدارية تقوم على الحكمة والمحبة والإيثار. هنا، الحب يعني كيف يتم التعامل مع أولئك التابعين للإدارة، وليس كيف يتم الشعور بهم. من الضروري تقديم الخدمة ليس بدافع الجشع للسيطرة والسلطة، ولكن بدوافع الخادم، مع مراعاة كرامة الإنسان، بروح التماهي والكمال والتنمية. هنا، يعد عدم القيام بما لا ينبغي فعله أكثر أهمية من القيام بما يجب القيام به.
Öğrenme yolunda kültür, yolun manası, aklın ve gönlün çırasıdır. Kültürel zayıflık, sadece bir konuda zayıflık değil, her konuda zayıflık demektir. Şartlanmış gerçekliğin olumsuz etkisini güçlendiren kültürel zayıflık, Ben'lik ve akıl tutulmasına neden olur.
Tanrı’yı insanda ve kâinatta gören Süryani kültürünün temelinde herkesin yararını sevgi ve bilgiyle gerçekleştirme amacı bulunduğundan idari konular, yönetişim, sevgi ve diğerkâmlık üzerine kuruludur.
Tanrı’yı insanda ve kâinatta gören Süryani kültürünün temelinde herkesin yararını sevgi ve bilgiyle gerçekleştirme amacı bulunduğundan idari konular, yönetişim, sevgi ve diğerkâmlık üzerine kuruludur.
Tanrı’yı insanda ve kâinatta gören Süryani kültürünün temelinde herkesin yararını sevgi ve bilgiyle gerçekleştirme amacı bulunduğundan idari konular, yönetişim, sevgi ve diğerkâmlık üzerine kuruludur.
Tanrı’yı insanda ve kâinatta gören Süryani kültürünün temelinde herkesin yararını sevgi ve bilgiyle gerçekleştirme amacı bulunduğundan idari konular, yönetişim, sevgi ve diğerkâmlık üzerine kuruludur. Burada sevgi,
Tanrı’yı insanda ve kâinatta gören Süryani kültürünün temelinde herkesin yararını sevgi ve bilgiyle gerçekleştirme amacı bulunduğundan idari konular, yönetişim, sevgi ve diğerkâmlık üzerine kuruludur. Burada sevgi,
Tanrı’yı insanda ve kâinatta gören Süryani kültürünün temelinde herkesin yararını sevgi ve bilgiyle gerçekleştirme amacı bulunduğundan idari konular, yönetişim, sevgi ve diğerkâmlık üzerine kuruludur.
1.) YUKARIDA NASILSA, AŞAĞIDA DA ÖYLEDİR Kendinize ya da Yaradan’ın yarattığı diğer varlıklara şefkatle yaklaştığınızda, evren size sevgi duyar. Karşınızda coşku dolu biri olduğunda motive olur, harekete geçmeye hazır hale gelirsiniz. Evren’in enerjisi de benzer bir yaklaşım sergiler.
Yaşam Bilgeliğinde bir deyiş vardır: “Baktığımızda gördüğümüz tek hakikat, kendi yansımamızdır.” “Tabiatında kusur görmek varsa; Tavus kuşunda çirkin ayaktan başka bir şey görmezsin.” demiş Mevlana.
“Tanrım, beni yavaşlat. Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir… Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele… Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükûnetini ver. Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.
ܥܰܘܠܳܐ ܡܿܢ ܥܒܳܕܐ ܗ̱ܘ ܡܶܕܶܡ ܕܡܰܟܶܐ ܘܢܳܟܶܐ ܙܶܕܩܳܐ ܪܝܼܫܳܝܳܐ ܕܩܰܪܝܼܒܳܐ. ܘܣܘܼܥܪܳܢܐ ܗ̱ܘ ܕܙܶܠܡܳܐ ܘܐܠܡܐ ܕܩܳܢܐ ܚܰܝܠܐ ܛܳܠܘܿܡܳܐ ܘܒܳܙܘܿܙܳܐ ܘܰܡܫܰܥܒܕܳܢܳܐ ܘܰܡܫܰܦܠܚܳܢܳܐ ܠܘܩܒܰܠ ܒܪܢܫܐ ܐܰܝܢܳܐ ܕܗܘܼ. ܘܥܰܘܳܠܳܐ ܗܰܦܟܳܝܳܐ ܗ̱ܘ ܕܟܺܐܢܳܐ. ܘܣܰܩܘܼܒܠܳܝܐ ܗ̱ܘ ܕܡܰܥܘܶܠ ܘܡܰܣܟܶܠ ܒܩܘܼܕܫܳܐ ܘܡܰܟܣܳܪܐ ܘܥܰܡܠܐ ܘܬܶܫܡܶܫܬܐ ܘܝܰܩܪ̈ܶܐ[1] ܡܳܪ̈ܳܢܳܝܐ ܕܐ̱ܚܪ̈ܳܢܐ ܟܕ ܣܳܪܰܚ ܙܶܕܩܰܝ̈ܗܘܢ ܒܬܶܢܝܳܐ ܥܳܠܘܿܒܳܐ ܘܥܳܫܘܿܡܳܐ ܕܝܰܨܪܳܐ ܒܝܼܫܐ ܘܨܶܒܝܳܢܳܐ ܥܩܺܝܼܡܳܐ..
Deprem acısı gösteriyor ki, dünyada servetten, makamdan, güçten yana tam sahiplenme yoktur. Bizim olduğunu düşündüğümüz şeylerin hiçbiri aslında bizim değildir. Dünyasal ölçütler içinde her şey, geçici bir süre kullanmak için bize verilmiş emanetlerdir.
Deprem acısı gösteriyor ki, dünyada servetten, makamdan, güçten yana tam sahiplenme yoktur. Bizim olduğunu düşündüğümüz şeylerin hiçbiri aslında bizim değildir. Dünyasal ölçütler içinde her şey, geçici bir süre kullanmak için bize verilmiş emanetlerdir.
Deprem acısı gösteriyor ki, dünyada servetten, makamdan, güçten yana tam sahiplenme yoktur. Bizim olduğunu düşündüğümüz şeylerin hiçbiri aslında bizim değildir.
Deprem acısı gösteriyor ki, dünyada servetten, makamdan, güçten yana tam sahiplenme yoktur. Bizim olduğunu düşündüğümüz şeylerin hiçbiri aslında bizim değildir.
Deprem acısı gösteriyor ki, dünyada servetten, makamdan, güçten yana tam sahiplenme yoktur. Bizim olduğunu düşündüğümüz şeylerin hiçbiri aslında bizim değildir. Dünyasal ölçütler içinde her şey, geçici bir süre kullanmak için bize verilmiş emanetlerdir. Tahripkâr emellere başvurmadan bu emanetleri iyi kullanmakla yükümlüyüz. İmkânımız varken, bunun bilinciyle davranmalıyız. Yoksa bir gün birden bakarsınız ki, ya elimizden uçup gitmiş, ya da biz onları bırakıp göçüvermişiz.
Dijital dünyanın imkânlarından ve teknolojik nimetlerinden faydalanan, evrensel standartlara sahip, ‘‘Uluslararası MELTHO’’ ismiyle özel bir okulu faaliyete geçirmekle Metropolit Mor Nikodimous David Matta Şeref’in yönetiminde Süryani Ortodoks Kilisesi Erbil-Ankawa’da çok önemli bir gelişmeye imza atmış bulunmaktadır.
Syriac culture, shaped by the parameters of the ancient culture of Mesopotamia, has been uniquely changed in terms of style and content by passing through a new understanding as a result of the leaven of factors developed along with the birth of Christianity.
Syriac culture, shaped by the parameters of the ancient culture of Mesopotamia, has been uniquely changed in terms of style and content by passing through a new understanding as a result of the leaven of factors developed along with the birth of Christianity.
اِستقبل كلدو رمزي أوغنا المدير العام للثقافة والفنون السريانية بإقليم كوردستان وفدًا من الأكاديميين المتخصصين في التراث واللغة السريانية القادمين من تركيا. ضم الوفد فرهاد دمير وفيصل باشجي ويوسف بكتاش ونادية ولي، وذلك صباح يوم الأحد ٢٩ كانون الثاني ٢٠٢٣ .
Bizim kültürde “EV” kelimesi yaşadığımız evden ziyade yuva, vatan, sıla demektir. Kendimizi oraya ait hissettiğimiz, sevdiklerimizin bizi beklediği, daima özlediği o huzurlu, güvenli mekândır EV.
Anlamsal açıdan ‘‘beklenti’’, hayatın akışını etkileyen geniş tanımlı bir kavramdır.
ܚܘܕܪܐ ܕܡܪܕܘܬܐ ܘܣܦܪܝܘܬܐ ܕܠܫܢܐ ܣܘܪܝܝܐ: ܡܪܕܝܢ. ܓܠܝܼܙܘܼܬܐ ܕܐܒܗ̈ܐ ܒܳܪܝܳܐ ܡܝܰܬܡܘܼܬܐ. ܘܰܓܠܝܼܙܘܼܬܐ ܕܒܘܼܝ̈ܐܐ ܣܦܝܼܩܘܼܬܐ. ܘܗܝܼ ܗܕܐ ܠܐ ܡܶܬܡܰܠܝܐ ܐܠܐ ܒܣܘܼ̈ܟܳܠܰܝ ܡܠܬܐ.
Yazar Ergün Arıkdal (1936-1997) konu hakkında şöyle yazar: ‘‘Pozitif düşüncenin oluşması için, her şeyden önce, insanda varlık sevgisinin olması lazımdır.
Yaşamdaki döngüyü ve dengeyi belirleyen nedensellik (neden-sonuç) ilkesidir. Bu ilke tıpkı yerçekimi gibi gözle görülmez, ancak hayatın akışında var olan bir güçtür.
As a result of my research, I realized that though its brilliance has faded with time, Syriac culture is like the enduring voice of a centuries-old deliberation. It is a VOICE beseeching the wounded perception of modern times. A VOICE that refuses to become estranged to itself.
Biz insanlar, hayatın görünmeyen ruhani ipleriyle birbirimize bağlıyız. Bu iplerin kopmamasına ve sağlam olmasına dikkat etmeliyiz. BEN'deki "SEN" değerli olduğu kadar, SEN'deki "BEN" de değerlidir.
Biz insanlar, hayatın görünmeyen ruhani ipleriyle birbirimize bağlıyız. Bu iplerin kopmamasına ve sağlam olmasına dikkat etmeliyiz. BEN'deki "SEN" değerli olduğu kadar, SEN'deki "BEN" de değerlidir.
Biz insanlar, hayatın görünmeyen ruhani ipleriyle birbirimize bağlıyız.
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır. Böylelikle, ana referans kaynağı olarak, Rabb’in Kelamı’na ve ahlaki normlara dönük bir hissiyata ve hassasiyete evirilmiştir.
Biz insanlar, hayatın görünmeyen ruhani ipleriyle birbirimize bağlıyız. Bu iplerin kopmamasına ve sağlam olmasına dikkat etmeliyiz. BEN’deki “SEN” değerli olduğu kadar, SEN’deki “BEN” de değerlidir.
Biz insanlar, hayatın görünmeyen ruhani ipleriyle birbirimize bağlıyız. Bu iplerin kopmamasına ve sağlam olmasına dikkat etmeliyiz. BEN’deki “SEN” değerli olduğu kadar, SEN’deki “BEN” de değerlidir.
Biz insanlar, hayatın görünmeyen ruhani ipleriyle birbirimize bağlıyız. Bu iplerin kopmamasına ve sağlam olmasına dikkat etmeliyiz. BEN'deki "SEN" değerli olduğu kadar, SEN'deki "BEN" de değerlidir.
2022 yılını uğurlamaya hazırlanırken, iç muhasebeye kapı aralayan bu önemli yazıyı okumak isteyenlerin bilgisine sunuyorum.
Dünya hayatı tıpkı bir deniz gibidir. Yaşam da, bu denizde seyrüsefere çıkmış bir gemiye benzer.
Dünya hayatı tıpkı bir deniz gibidir. Yaşam da, bu denizde seyrüsefere çıkmış bir gemiye benzer. Bu deniz çoğu kez dalgalı ve çalkantılıdır. Seyrüseferi olumsuz etkileyen çalkantılar ve dalgalanmalar kaçınılmazdır. Öyle ama öyle gemi(ler) denizde ilerlemek zorundadır.
İnsanın doğruyu bulmasında ve kendini gerçekleştirmesinde ‘kendini bilmek ve kendini tanımak’, kritik öneme sahiptir. Bilmek daha genel, tanımak ise kişiye özeldir. İnsanın önce kendini tanıması, sonra da tanıdığı kendisini bilmesi gerekir. Aziz Mor Antunius (251-356) ‘‘Allah’ı bilmek için önce kendini bilmelisin’’ diyor.
İnsanın doğruyu bulmasında ve kendini gerçekleştirmesinde ‘kendini bilmek ve kendini tanımak’, kritik öneme sahiptir. Bilmek daha genel, tanımak ise kişiye özeldir. İnsanın önce kendini tanıması, sonra da tanıdığı kendisini bilmesi gerekir. Aziz Mor Antunius (251-356) ‘‘Allah’ı bilmek için önce kendini bilmelisin’’ diyor.
ܦܶܣܩܰܬ ܘܫܰܪܪܰܬ ܗ̱ܘܬ «ܣܝܼܥܬܐ ܕܦܘܼܪܥܳܢܳܐ ܕܐܪܳܡ» ܕܣܦܪܝܘܼܬܐ ܣܘܪܝܝܬܐ ܒܣܘܝܕܝܢ ܠܡܬܠ ܦܘܼܪܥܳܢܗܿ ܫܰܢ̱ܬܳܢܳܝܐ ܕܰܫܢܰܬ 2022 ܐܝܟ ܝܰܕܥܳܐ ܕܐܝܩܪܐ ܘܪܘܼܡܪܳܡܳܐ ܠܣܶܦܪܳܝܘܼܬܐ ܕܟܬܳܒܝ ܣܘܪܝܝܐ: «ܛܰܣܪܳܪܐ ܘܒܘ̈ܝܐܐ ܕܣܰܒܪܐ». ܗܢܐ ܕܒܥܰܡܠܐ ܪܒܐ ܐܬܦܪܶܣ ܫܢܬ 2021 ܐܝܟ ܦܐܪܐ ܟܬܝܼܒܬܳܢܳܝܐ ܕܚܶܒ̈ܠܐ ܬܰܙܝ̈ܙܶܐ ܘܐܘܼܟ̈ܦܳܢܐ ܥܰܙܝ̈ܙܶܐ ܡܦܰܪ̈ܕܳܢܐ ܕܫܶܢܬܐ. ܡܟܐ ܡܰܦܨܚܳܢܐ ܗ̱ܘܐ ܚܓܐ ܕܒܗ ܐܫܬܰܟܢ ܠܝ ܫܘܼܟܳܢܐ ܘܫܶܒܳܐ ܕܣܦܪܝܘܬܐ ܣܘܪܝܝܬܐ ܒܝܕ ܒܝܬ ܡܪܕܘܬܐ ܐܪܡܝܬܐ ܕܣܘܝܕܝܢ.
ܗܿܝ ܕܫܰܪܝܪܐ܆ ܐܬܥܰܙܙܰܬ ܪܘܼܚܝ ܘܰܥܫܶܢ ܣܰܒܪܝ ܘܝܶܪܒܰܬ ܦܨܝܼܚܘܼܬܝ ܒܐܓܪܬܟܘܢ ܕܡܰܘܕܥܐ ܗ̱ܘܬ ܕܠܡ «ܣܝܼܥܬܐ ܕܦܘܼܪܥܳܢܳܐ ܕܐܪܳܡ» ܦܶܣܩܰܬ ܕܬܶܬܶܠ ܦܘܼܪܥܳܢܗܿ ܫܰܢ̱ܬܳܢܳܝܐ ܕܰܫܢܰܬ 2022 ܐܝܟ ܝܰܕܥܳܐ ܕܐܝܩܪܐ ܘܪܘܼܡܪܳܡܳܐ ܠܣܶܦܪܳܝܘܼܬܐ ܕܟܬܳܒܝ ܣܘܪܝܝܐ: «ܛܰܣܪܳܪܐ ܘܒܘ̈ܝܐܐ ܕܣܰܒܪܐ». ܗܢܐ ܕܒܥܰܡܠܐ ܪܒܐ ܐܬܦܪܶܣ ܫܢܬ 2021 ܐܝܟ ܦܐܪܐ ܟܬܝܼܒܬܳܢܳܝܐ ܕܚܶܒ̈ܠܐ ܬܰܙܝ̈ܙܶܐ ܘܐܘܼܟ̈ܦܳܢܐ ܥܰܙܝ̈ܙܶܐ ܡܦܰܪ̈ܕܳܢܐ ܕܫܶܢܬܐ.
Malfono Yusuf Beğtaş ödülünü aldıktan sonra yaptığı açıklamada şunları ifade etti: "Kültürel alanda zihinsel ter döken bir insanın ürettiklerine/yaptıklarına değer vermek, onlara anlam vermek, medeni ahlakın bir göstergesidir. Kültürel devamlılık bakımından önemli olan bu yaklaşım, yaşam enerjisinin bollaşmasına vesile olmaktadır.
İsveç’in Stockholm şehrinde faaliyet yürüten ‘‘Aram Kültür Merkezi’’, 30 yıldan beri, Süryanice edebi çalışmaları teşvik amacıyla, küresel ölçekte temayüz eden edebi çalışmalara ödül sunmaktadır. Süryani diline, kültürüne ve edebiyatına yeni üretkenlikler ve yeni değerler katan çalışmalar, temel kıstas olarak gözetilmektedir. Bu onur ödülü, her yıl bir kuruma, ya da bir şahsiyete verilmektedir.
Kültürel açıdan hayata düşünsel katkı sunmak, pozitif değer katmak, sorumlu düşünen insanın varoluş sebebidir. Çünkü insanın mutluluğu ve değeri, tükettikleriyle değil, ürettikleriyle doğru orantılıdır. Veren el olmanın yolu, maddiyatın doğrularıyla değil, kültürün doğrularıyla açılır. Çünkü hayatın akışı içinde maddiyatın dağı ne kadar yüksek olursa olsun, kültürün yolu onun üzerinden geçer.
Kültürel açıdan hayata düşünsel katkı sunmak, pozitif değer katmak, sorumlu düşünen insanın varoluş sebebidir. Çünkü insanın mutluluğu ve değeri, tükettikleriyle değil, ürettikleriyle doğru orantılıdır. Veren el olmanın yolu, maddiyatın doğrularıyla değil, kültürün doğrularıyla açılır. Çünkü hayatın akışı içinde maddiyatın dağı ne kadar yüksek olursa olsun, kültürün yolu onun üzerinden geçer.
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır.
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır.
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır.
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır.
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır.
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır.
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır.
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır.
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır.
شهدت الثقافة السريانية، التي تشكلت ببيانات ثقافة بلاد ما بين النهرين القديمة، تغيرًا فريدًا من حيث الشكل والمحتوى، مروراً ببوتقة التفاهم الجديدة نتيجة تخمر العناصر التي تطورت مع ولادة المسيحية. وهكذا تطورت إلى شعور وحساسية تجاه كلمة الرب والمعايير الأخلاقية كمصدر أساسي للمرجعية.
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır. Böylelikle, ana referans kaynağı olarak, Rabb’in Kelamı’na ve ahlaki normlara dönük bir hissiyata ve hassasiyete evirilmiştir.
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır. Böylelikle, ana referans kaynağı olarak, Rabb’in Kelamı’na ve ahlaki normlara dönük bir hissiyata ve hassasiyete evirilmiştir.
Antik Mezopotamya kültürünün verileriyle şekillenen Süryani kültürü, Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte gelişen unsurların mayası neticesinde yeni bir anlayış potasından geçerek, biçim ve içerik açısından özgün bir değişime uğramıştır. Böylelikle, ana referans kaynağı olarak, Rabb’in Kelamı’na ve ahlaki normlara dönük bir hissiyata ve hassasiyete evirilmiştir.
Süryani kültüründe, farklı beklentilere kapılmadan görev aşkıyla hayatın sürekliliği için samimiyetle, minnetsiz yapılan bilinçli hizmete ‘‘rasyonel hizmet’’ denilir. Süryanicede buna teşmeşto mlilto ܬܫܡܫܬܐ ܡܠܝܼܠܬܐ denilir.
Süryani kültüründe, farklı beklentilere kapılmadan görev aşkıyla hayatın sürekliliği için samimiyetle, minnetsiz yapılan bilinçli hizmete ‘‘rasyonel hizmet’’ denilir. Süryanicede buna teşmeşto mlilto ܬܫܡܫܬܐ ܡܠܝܼܠܬܐ denilir.
Süryani kültüründe, farklı beklentilere kapılmadan görev aşkıyla hayatın sürekliliği için samimiyetle, minnetsiz yapılan bilinçli hizmete ‘‘rasyonel hizmet’’ denilir. Süryanicede buna teşmeşto mlilto ܬܫܡܫܬܐ ܡܠܝܼܠܬܐ denilir.
Süryani kültüründe, farklı beklentilere kapılmadan görev aşkıyla hayatın sürekliliği için samimiyetle, minnetsiz yapılan bilinçli hizmete ‘‘rasyonel hizmet’’ denilir. Süryanicede buna teşmeşto mlilto ܬܫܡܫܬܐ ܡܠܝܼܠܬܐ denilir.
Süryani kültüründe, farklı beklentilere kapılmadan görev aşkıyla hayatın sürekliliği için samimiyetle, minnetsiz yapılan bilinçli hizmete ‘‘rasyonel hizmet’’ denilir. Süryanicede buna teşmeşto mlilto ܬܫܡܫܬܐ ܡܠܝܼܠܬܐ denilir.
Süryani kültüründe, farklı beklentilere kapılmadan görev aşkıyla hayatın sürekliliği için samimiyetle, minnetsiz yapılan bilinçli hizmete ‘‘rasyonel hizmet’’ denilir. Süryanicedebuna teşmeştomliltoܬܫܡܫܬܐ ܡܠܝܼܠܬܐdenilir.
Süryani kültüründe, farklı beklentilere kapılmadan görev aşkıyla hayatın sürekliliği amacıyla minnetsiz, samimiyetle ve bilinçli yapılan hizmete ‘‘rasyonel hizmet’’ denilir. Süryanicede buna teşmeşto mlilto ܬܫܡܫܬܐ ܡܠܝܼܠܬܐ denilir.
Süryani kültüründe, farklı beklentilere kapılmadan görev aşkıyla hayatın sürekliliği amacıyla minnetsiz, samimiyetle ve bilinçli yapılan hizmete ‘‘rasyonel hizmet’’ denilir. Süryanicede buna teşmeşto mlilto ܬܫܡܫܬܐ ܡܠܝܼܠܬܐ denilir.
كنتيجة لأبحاثي، أدركت أنه على الرغم من أن سطوعها كان داكنًا وغير واضح، فإن الثقافة السريانية، مثل الصوت المعاصر للتأمل الذي يحتضن قرونًا. إنها صوت باكي يناشد الفهم المجروح اليوم. صوت يقاوم الاغتراب عن نفسه …
الثقافة هي القلب النابض للحضارة. إنها روح نشيطة تحافظ على حياة الناس وتقربهم من أنفسهم وتمكنهم من أن يكونوا على طبيعتهم وتبعثهم من الموت. اللغة في طليعة العناصر الأساسية التي تتكون منها الثقافة. اللغة والثقافة جزءان لا ينفصلان عن البنية، وهذان الاثنان في وئام متين ومستمر. وبالمثل، فإن للإيمان مكانة مهمة في البنية الثقافية. هناك دائما علاقة وتفاعل بين الثقافة والمعتقد. يضيف دمج الثقافة والمعتقد والتشابك الدلالي معاني مختلفة وجديدة للثقافة. لذا فإن عزل المعتقد عن الثقافة يمكن أن يكون مضللاً في بعض الأحيان. لأنه في جميع أنظمة المعتقدات ، هناك بنية ثقافية لا تزال على قيد الحياة.
Coğrafyamızın çok bilinen bir evladı olan Nusaybinli Aziz Mor Afrem evrensel kilisenin gönül doktorudur. Süryani kültürünün edebi ve sosyal yaşamında da suları duru ve berrak, eskimeyen gözde bir çağlayan gibidir.
Teslimiyet, yaşam akışına karşı koymak yerine ona izin vermeyi içeren basit ama çok derin bir bilgeliktir.
Yolda olmak ve yolda kalmak için ‘‘bilmek, yapmak, olmak’’ yolculuğunda VAR OLMAK için insanın kendi benliğini bulması ve bilmesi çok büyük önem taşımaktadır. Midyat haber, Midyat son dakika haberleri ve gelişmeleri Midyat Gündem Com’ da OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==> https://www.midyatgundem.com/benligi-bulmak-makale,675.html Midyat Haber, Midyat Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Midyat Gündem Com’ da
«ܐܢܗܘܼ ܕܬܬܡܰܟܰܟܬ ܚܰܫܒܘܟ ܕܠܐ ܚܰܘܪܳܐ» ‘‘Tevazu sahibi olursan seni görgüsüz sayarlar’’
Dünya Süryani Katolik Patriği Mor İğnatius III. Yusuf Yunan ve metropolitlik ağırlıklı maiyetiyle Mardin’de. Bu anlamlı ziyaret 12-15 Ekim 2022 tarihlerinde gerçekleşti.
Benim için ilahi hakikat yani Rab sevgidir. Saf sevgi.. Hayat ise o sevginin ruhsal bir yansımasıdır. Diğerkâmlık dolu sorumluluktur. Şefkattir. Saygıdır. Sahiplenmedir. Üretmektir. Geliştirmektir.
Yaşamak sorumluluksa, sorumluluğu yerine getirmek ve üretmek için egomuzu değil, özümüzü takip etmeliyiz.
Mana gücüne kavuşmak için ‘bilmek, yapmak, olmak’ yolculuğunu farkındalık içinde yapmak gerekir. Bu yolculuk iki türlü yapılır. Birincisi, içsel yolculuktur. İkincisi ise, dışsal yolculuktur. İnsanın kapasitesine göre, esas belirleyici ve şekillendirici olan birincisidir.
Dünya (ve dolayısıyla bölgemiz) bir değişim-dönüşüm sürecinden geçmektedir. Bu da bazı alanlarda kaosa neden olmaktadır. Böyle bir dönemde kendimize sorabileceğimiz en önemli soru şudur: Yaralı bir dünyada mı yaşayacağız, yoksa onu iyileştirme gücüne sahip olduğumuzu bilerek geleceğe sahip mi çıkacağız?
ANKAWA, Iraq — The second edition of the Syriac Media Congress was held in Ankawa, Iraq. A group of Chaldean–Syriac–Assyrian journalists and media institutions from Beth Nahrin (Mesopotamia) and the diaspora participated. The Congress aims to revitalize Syriac media.
Lütuf biz büyük bir acı ya da bunalım içindeyken ansızın uğrar bize. Midyat haber, Midyat son dakika haberleri ve gelişmeleri Midyat Gündem Com’ da OKU,
“الشر يستخدم الخداع! (…) ماذا لو دفعتني جحافل الشيطان في المطاردة مباشرة إلى الخير؟ (…) الشر يعرف الخير، ولكن الخير لا يعرف الشر. (…) يأخذ الشرير أحيانًا صورة الخير، بل ويضع نفسه بالكامل في جسده. إذا بقيت هذه الحقيقة مخفية عني، فسأستسلم بالتأكيد، لأن مثل هذا الخير هو أكثر إغراء من الخير الحقيقي.”
الهدف الأساسي للثقافة السريانية، التي ترى الله في الإنسان وفي الكون، هو تذكير المرء بأخذ الهدف الحقيقي في الاعتبار في صعوبات الحياة وصدماتها. هو تطوير المعاني العالمية للمساهمة في هدف يتطلب الولاء والمسؤولية والاستمرارية. أن يكون الشخص الذي يريد أن يعامل رفقائه كما يود أن يعامل ، يغذي روحه من خلال مراعاة البعد الروحي وراء الروابط والالتزامات المادية، ويعيش بطريقة تليق بكرامته ويكون قدوة في هذا الصدد.
ABD’nin yakın tarihine dair anlatılan bir fıkra/söylence vardır ki oldukça düşündürücüdür. Şöyle ki; 1940’lı yıllarının ABD’sinde siyah ve beyaz çekişmesinin had safhada olduğu günlerdir. Teksas eyaletindeki bir işçi servisinde “ben beyazım, senden üstünüm, sen siyahsın, ikinci sınıfsın vesaire…” tartışması çıkar.
كنتيجة لأبحاثي، أدركت أنه على الرغم من أن سطوعها كان داكنًا وغير واضح، فإن الثقافة السريانية، مثل الصوت المعاصر للتأمل الذي يحتضن قرونًا. إنها صوت باكي يناشد الفهم المجروح اليوم. صوت يقاوم الاغتراب عن نفسه …
الثقافة هي القلب النابض للحضارة. إنها روح نشيطة تحافظ على حياة الناس وتقربهم من أنفسهم وتمكنهم من أن يكونوا على طبيعتهم وتبعثهم من الموت. اللغة في طليعة العناصر الأساسية التي تتكون منها الثقافة. اللغة والثقافة جزءان لا ينفصلان عن البنية، وهذان الاثنان في وئام متين ومستمر. وبالمثل، فإن للإيمان مكانة مهمة في البنية الثقافية. هناك دائما علاقة وتفاعل بين الثقافة والمعتقد. يضيف دمج الثقافة والمعتقد والتشابك الدلالي معاني مختلفة وجديدة للثقافة. لذا فإن عزل المعتقد عن الثقافة يمكن أن يكون مضللاً في بعض الأحيان. لأنه في جميع أنظمة المعتقدات ، هناك بنية ثقافية لا تزال على قيد الحياة.
1700 yıl önce Aziz Mor Afrem’in Süryanice yazdığı bir şiiri nedensellik ilkesini yani neden-sonuç ilişkisini çok iyi açıklamaktadır.
İçsel ışıklarımızın yanması için bize bağışlanan var olma yeteneğini iyi kullanmakla yükümlüyüz. Kötülüğü ve zarar vermeyi meziyet zannedenler, aslında en büyük ihaneti kendilerine yapar. İçsel ışıklar yanmazsa, yaşam-benlik algısını genişletmek ve mutluluğu yakalamak mümkün değildir.
Kendine özgü folklorik özellikler taşıyan Süryani kültürü, insanın yeteneklerini, yaratıcılığını kullanarak, iç dünyasının renklerini, duygularını en estetik bir sunuşla ifade etme ve başkalarına aktarabilme gücüne değer verir. Açılımcı-paylaşımcı karakteristik yapısıyla hayatın enerjisini zayıflatan her şeyden kaçınmayı öğretir. Esas gayesi, ruhani gerçeklikten yola çıkarak insanın ‘‘içsel büyüklüğünü’’ yaşamın bütün alanlarında ortaya çıkarmaktır. Bilmekten yapmaya ve sonrasında yapmaktan olmaya doğru devam eden yolculukta insanın kendi içine dönmesi, kendine bakması, kör noktalarını görmesi, kör noktalarını aydınlatması, bu doğrultuda doğru soruları sorması, bunları yaparken içsel büyüklüğünü keşfetme sürecinde doğru yöntemleri kullanmasını bir zaruret olarak görür.
Araştırmalarımın neticesinde fark ettim ki, aydınlığı kararmış ve bulanıklaşmış olsa da, Süryani kültürü, yüzyılları kucaklayan bir tefekkürün çağdaş bir sesi gibidir. Günümüzün yaralı idrakine seslenen ağlak bir SES’tir. Kendine yabancılaşmaya direnen bir SES…
Araştırmalarımın neticesinde fark ettim ki, aydınlığı kararmış ve bulanıklaşmış olsa da, Süryani kültürü, yüzyılları kucaklayan bir tefekkürün çağdaş bir sesi gibidir. Günümüzün yaralı idrakine seslenen ağlak bir SES’tir. Kendine yabancılaşmaya direnen bir SES…
Dünya üzerinde yazı sanatını ilk icat eden insanlığa büyük bir iyilik yapmıştır. Bunun için daimi takdire ve sonsuz şükürlere laiktir. Buna rağmen paha biçilmez olan bu sanatı ilk icat edenin ve dünyaya sunanın ismi bilinmiyor. Hangi çağda olduğu da bilinmiyor. Fakat gerçek manada hangi halkın (hangi milletin) önce yazmaya başladığı ve hangi soyun (kabilenin) yazıyı diğer milletlere öğrettiği biliniyor. Bu konuda Süryani halkının antik dönemde bilinen bütün halklardan daha üstün bir onura sahip olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü yazı sanatını o icat etti ve diğer halklara o öğretti.
Kültür ağacından faydalanmak, eski alışkanlıkların ve ezbere dayalı düşüncelerin budanmasına; kalıp yargılarının ve yerleşik algılarının dönüşmesine bağlıdır.
Araştırmalarımın neticesinde fark ettim ki, aydınlığı kararmış ve bulanıklaşmış olsa da, Süryani kültürü, yüzyılları kucaklayan bir tefekkürün çağdaş bir sesi gibidir. Günümüzün yaralı idrakine seslenen ağlak bir SES’tir. Kendine yabancılaşmaya direnen bir SES…
Araştırmalarımın neticesinde fark ettim ki, aydınlığı kararmış ve bulanıklaşmış olsa da, Süryani kültürü, yüzyılları kucaklayan bir tefekkürün çağdaş bir sesi gibidir. Günümüzün yaralı idrakine seslenen ağlak bir SES’tir. Kendine yabancılaşmaya direnen bir SES…
Araştırmalarımın neticesinde fark ettim ki, aydınlığı kararmış ve bulanıklaşmış olsa da, Süryani kültürü, yüzyılları kucaklayan bir tefekkürün çağdaş bir sesi gibidir. Günümüzün yaralı idrakine seslenen ağlak bir SES’tir. Kendine yabancılaşmaya direnen bir SES…
Araştırmalarımın neticesinde fark ettim ki, aydınlığı kararmış ve bulanıklaşmış olsa da, Süryani kültürü, yüzyılları kucaklayan bir tefekkürün çağdaş bir sesi gibidir. Günümüzün yaralı idrakine seslenen ağlak bir SES’tir. Kendine yabancılaşmaya direnen bir SES…
Araştırmalarımın neticesinde fark ettim ki, aydınlığı kararmış ve bulanıklaşmış olsa da, Süryani kültürü, yüzyılları kucaklayan bir tefekkürün çağdaş bir sesi gibidir. Günümüzün yaralı idrakine seslenen ağlak bir SES’tir. Kendine yabancılaşmaya direnen bir SES…
Kendine özgü folklorik özellikler taşıyan Süryani kültürü, insanın yeteneklerini, yaratıcılığını kullanarak, iç dünyasının renklerini, duygularını en estetik bir sunuşla ifade etme ve başkalarına aktarabilme gücüne değer verir. Açılımcı-paylaşımcı karakteristik yapısıyla hayatın enerjisini zayıflatan her şeyden kaçınmayı öğretir. Esas gayesi, ruhani gerçeklikten yola çıkarak insanın ‘‘içsel büyüklüğünü’’ yaşamın bütün alanlarında ortaya çıkarmaktır. Bilmekten yapmaya ve sonrasında yapmaktan olmaya doğru devam eden yolculukta insanın kendi içine dönmesi, kendine bakması, kör noktalarını görmesi, kör noktalarını aydınlatması, bu doğrultuda doğru soruları sorması, bunları yaparken içsel büyüklüğünü keşfetme sürecinde doğru yöntemleri kullanmasını bir zaruret olarak görür.
Kendine özgü folklorik özellikler taşıyan Süryani kültürü, insanın yeteneklerini, yaratıcılığını kullanarak, iç dünyasının renklerini, duygularını en estetik bir sunuşla ifade etme ve başkalarına aktarabilme gücüne değer verir. Açılımcı-paylaşımcı karakteristik yapısıyla hayatın enerjisini zayıflatan her şeyden kaçınmayı öğretir. Esas gayesi, ruhani gerçeklikten yola çıkarak insanın ‘‘içsel büyüklüğünü’’ yaşamın bütün alanlarında ortaya çıkarmaktır. Bilmekten yapmaya ve sonrasında yapmaktan olmaya doğru devam eden yolculukta insanın kendi içine dönmesi, kendine bakması, kör noktalarını görmesi, kör noktalarını aydınlatması, bu doğrultuda doğru soruları sorması, bunları yaparken içsel büyüklüğünü keşfetme sürecinde doğru yöntemleri kullanmasını bir zaruret olarak görür.
Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlarken "Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?" demiş.
Kültür, bir medeniyetin atan kalbidir. İnsanı yaşatan, kendisine yaklaştırıp kendisi olmayı sağlayan ve onu dirilten zinde bir ruhtur. Kültürü oluşturan temel öğelerin başında ise dil gelir. Dil ile kültür bir yapının ayrılmaz parçalarıdır, bu ikili sağlam ve sürekli bir uyum içerisindedir. Aynı şekilde inanç da kültürel yapı içerisinde önemli bir yer tutar. Kültür ile inanç arasında da daima bir ilişki ve etkileşim söz konusudur. Kültür ile inancın bir araya gelip, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, kültüre farklı ve yeni anlamlar katar. Dolayısıyla inancı kültürden soyutlamak bazen yanıltıcı olabilir. Çünkü bütün inanç sistemlerinde muhakkak yaşatılan bir kültür yapısı da vardır.
Kültür, bir medeniyetin atan kalbidir. İnsanı yaşatan, kendisine yaklaştırıp kendisi olmayı sağlayan ve onu dirilten zinde bir ruhtur. Kültürü oluşturan temel öğelerin başında ise dil gelir. Dil ile kültür bir yapının ayrılmaz parçalarıdır, bu ikili sağlam ve sürekli bir uyum içerisindedir. Aynı şekilde inanç da kültürel yapı içerisinde önemli bir yer tutar. Kültür ile inanç arasında da daima bir ilişki ve etkileşim söz konusudur. Kültür ile inancın bir araya gelip, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, kültüre farklı ve yeni anlamlar katar. Dolayısıyla inancı kültürden soyutlamak bazen yanıltıcı olabilir. Çünkü bütün inanç sistemlerinde muhakkak yaşatılan bir kültür yapısı da vardı
Kültür, bir medeniyetin atan kalbidir. İnsanıyaşatan, kendisine yaklaştırıp kendisi olmayı sağlayan ve onu dirilten zinde bir ruhtur. Kültürü oluşturan temel öğelerin başında ise dil gelir. Dil ile kültür bir yapının ayrılmaz parçalarıdır, bu ikili sağlamve sürekli bir uyum içerisindedir. Aynı şekilde inanç dakültürel yapı içerisinde önemli bir yer tutar. Kültür ile inanç arasında da daima bir ilişki ve etkileşim söz konusudur. Kültür ile inancın bir araya gelip, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, kültüre farklı ve yeni anlamlar katar. Dolayısıyla inancı kültürden soyutlamak bazen yanıltıcı olabilir. Çünkü bütün inanç sistemlerinde muhakkak yaşatılan bir kültür yapısı da vardır.
Kültür, bir medeniyetin atan kalbidir. İnsanı yaşatan, kendisine yaklaştırıp kendisi olmayı sağlayan ve onu dirilten zinde bir ruhtur. Kültürü oluşturan temel öğelerin başında ise dil gelir. Dil ile kültür bir yapının ayrılmaz parçalarıdır, bu ikili sağlam ve sürekli bir uyum içerisindedir. Aynı şekilde inanç da kültürel yapı içerisinde önemli bir yer tutar. Kültür ile inanç arasında da daima bir ilişki ve etkileşim söz konusudur. Kültür ile inancın bir araya gelip, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, kültüre farklı ve yeni anlamlar katar. Dolayısıyla inancı kültürden soyutlamak bazen yanıltıcı olabilir. Çünkü bütün inanç sistemlerinde muhakkak yaşatılan bir kültür yapısı da vardır.
İnsanların enerji seviyeleri ölçülebiliyor. Bazıları düşük enerjili bazıları yüksek enerjili. Düşük enerjiye sahip olanlar doğruyu yanlıştan ayırt edemiyorlar. Dr. David Hawkins’e göre insanların % 87 ‘si kendilerini zayıf düşüren düşük frekanslı enerjiye sahip. Yaşadığımız sorunların temelinde de bu var.
37 yıl önce Şırnak-İdil’den Avrupa’ya göç etmiş olan Şükrü Külen, kültürel farkındalık sahibi aydın bir Süryani’dir. İçindeki memleket özlemi kültürel hasretle birleşince, İsviçre’den tarihi köklerini, anayurdunu ziyarete geldi.
Kültür, bir medeniyetin atan kalbidir. İnsanı yaşatan, kendisine yaklaştırıp kendisi olmayı sağlayan ve onu dirilten zinde bir ruhtur. Kültürü oluşturan temel öğelerin başında ise dil gelir. Dil ile kültür bir yapının ayrılmaz parçalarıdır, bu ikili sağlam ve sürekli bir uyum içerisindedir. Aynı şekilde inanç da kültürel yapı içerisinde önemli bir yer tutar. Kültür ile inanç arasında da daima bir ilişki ve etkileşim söz konusudur. Kültür ile inancın bir araya gelip, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, kültüre farklı ve yeni anlamlar katar. Dolayısıyla inancı kültürden soyutlamak bazen yanıltıcı olabilir. Çünkü bütün inanç sistemlerinde muhakkak yaşatılan bir kültür yapısı da vardır.
Maddiyatın, nefsaniyetin, bencilliğin dağı ne kadar yüksek olursa olsun, edebiyatın/kültürün yolu onların üzerinden geçer. Dolayısıyla maddi zenginliğin mana/zihin dünyasına huzur vermesi, edebi ve kültürel zenginliğe bağlıdır.
Kültür, bir medeniyetin atan kalbidir. İnsanı yaşatan, kendisine yaklaştırıp kendisi olmayı sağlayan ve onu dirilten zinde bir ruhtur. Kültürü oluşturan temel öğelerin başında ise dil gelir. Dil ile kültür bir yapının ayrılmaz parçalarıdır, bu ikili sağlam ve sürekli bir uyum içerisindedir. Aynı şekilde inanç da kültürel yapı içerisinde önemli bir yer tutar.
Kültür ağacından faydalanmak, eski alışkanlıkların ve ezbere dayalı düşüncelerin budanmasına; kalıp yargılarının ve yerleşik algılarının dönüşmesine bağlıdır.
3 Ağustos 2022 Çarşamba günü, Türkiye’nin duayen yazarlarından birisi olan değerli dostum Ali Riza Malkoç’la Pendik-İstanbul’da çok hoş vakit geçirdik. Kendisi farklı içerikte 18 kitabın yazarıdır. O bir fikir işçisi gibi gece-gündüz demeden çalışıyor. Gelecek için dertleniyor, insanlık için çırpınıyor, didiniyor ve yazıyor. Arızalar ve sorunlar için çözümler üretiyor.
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
Bugün yanıma bir genç geldi. Üniversiteyi bitirmiş. Ama bitirdiği bölümle ilgili bir iş bulamayınca hayalinde olmayan bir işte çalışmak zorunda kalmış. Çay söyledim, biraz sohbet ettik. Henüz 25-26 yaşında olmasına rağmen ne bir hedefi, bir hayali var.
Burada bahsedilen hakikati tanımak ve anlamak için, gönül gözümüzün içerden açık olması gerekir. Gönül gözünün açılması da, önyargı başta, ruhumuzu kelepçeleyen tüm bağımlılıklardan ve kör taklitlerden kurtulmayı gerektirir.
Burada bahsedilen hakikati tanımak ve anlamak için, gönül gözümüzün içerden açık olması gerekir. Gönül gözünün açılması da, önyargı başta, ruhumuzu kelepçeleyen tüm bağımlılıklardan ve kör taklitlerden kurtulmayı gerektirir.
Alışverişe gitmek üzere evden çıkan bir kadın, kapısının karşısındaki kaldırımda oturan bembeyaz sakallı üç yaşlıyı görünce önce duraksadı; sonra onları, tüm içtenliğiyle evine davet etti: "Burada böyle oturduğunuza göre, üçünüz de kesinlikle acıkmış olmalısınız" dedi. "Lütfen içeri gelin, size yiyecek bir şeyler hazırlayayım."
Ruhun neşesi, manevi kardeşliğin ve insandaki gücün delilidir. Bu güç, kendini en çok insanlıkta gösterir. Yaşamda etkili olması, insanın bunu anlamasına ve kabul etmesine bağlıdır.
Süryani kültüründe içsel devrim; ruhsal farkındalık haliyle ulaşılan bir aydınlanma aşamasıdır. Bilinçaltında bir düşünce, bir şuur oluşturmak için kalp gözünün -içeriden- açılmasıdır. Kişisel devrimi başlatan bu aşamada madde ruhun hizmetine girmiş olur.
بغض النظرعن ارتفاع جبل المادية / الأنانية، فإن طريق الثقافة والأدب يمرعبرهم. لذلك، فإن حقيقة أن الثروة المادية تمنح السلام للعالم الروحي تعتمد على الثروة الثقافية والأدبية. لطالما أتذكر، بأنني أهتم بالأشخاص ذوي الوعي الثقافي العالي. وقضاء الوقت معهم يعد إنجازًا عظيمًا. يتجدد الإنسان ويقوى. الثقافة والناس لا تقل أهمية عن الكتب في معرفة الذات والتنمية. `
الشيء الرئيسي هو فهم الحياة. إنها تبني جسور جديدة بدلاً من الجدران. لأن الحياة مرة واحدة فقط. إنها رحلة. إذا كان هناك شيء واحد واضح في هذه الرحلة، فهو عيب وجودي. يتحول هذا النقص في بعض الأحيان إلى قلق. نبدأ في المشي من أجله.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge yazar Aleksandr Soljenitsin (1918-1970) şöyle yazar: "Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz.."
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge Yazar Aleksandr Soljenitsin şöyle yazmaktadır: "Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz.."
Kurtarıcı sanır kendini bozguncu. Kırıp dökerken bile onardığını zanneder. Kendi doğruları doğrultusunda zincirsiz bir pranga ile dolaşır. Menfaati ölçüsünde içindeki sıkıntıyı tutar ve çıkar ilişkileri bitince hırçın rüzgârlarını insanın üstüne salar ve kırıp dökmeye başlar. Oysa cahilin umursamadığı bilge insan,
Maddiyatın/nefsaniyetin/bencilliğin dağı ne kadar yüksek olursa olsun, kültürün yolu onların üzerinden geçer. Dolayısıyla maddi zenginliğin, mana/zihin dünyasına huzur vermesi, kültürel zenginliğe bağlıdır.
Adamın birinin babadan yadigâr antik ipek bir halısı varmış. Satmaya karar vermiş. Ona göstermiş buna göstermiş, ama kimse talip olmamış. Sonunda zengin birini bulmuş ve ona götürmüş.
Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken emen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor, ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş.
Karakteristik özellikleriyle topluma mal olmuş şahsiyetler, yaşadıkları şehrin sırlarına erişmiş müstesna insanlardır. Bu şahsiyetler, genellikle doğdukları şehrin ruh derinliğine sahip olur. Şehrin sosyo-kültürel hayatına hizmet etmek, yeni izler bırakmak, onların en büyük heyecanıdır.
Burada bahsedilen hakikati tanımak ve anlamak için, gönül gözümüzün içerden açık olması gerekir. Gönül gözünün açılması da, önyargı başta, ruhumuzu kelepçeleyen tüm bağımlılıklardan ve kör taklitlerden kurtulmayı gerektirir.
Burada bahsedilen hakikati tanımak ve anlamak için, gönül gözümüzün içerden açık olması gerekir. Gönül gözünün açılması da, önyargı başta, ruhumuzu kelepçeleyen tüm bağımlılıklardan ve kör taklitlerden kurtulmayı gerektirir.
Bugün yanıma bir genç geldi. Üniversiteyi bitirmiş. Ama bitirdiği bölümle ilgili bir iş bulamayınca hayalinde olmayan bir işte çalışmak zorunda kalmış. Çay söyledim, biraz sohbet ettik. Henüz 25-26 yaşında olmasına rağmen ne bir hedefi, bir hayali var. Hayatı kendi gidişatına terk etmiş. Boş vermiş yaşama. Her şeyi kendi haline bırakmış. Bir mücadele veya hayatında bir değişiklik yapma düşüncesi yok.
Latince bir kelime olan ego; ben, benlik, kendilik demektir. Ego; egoizm, bencillik, id ve süper ego kelimeleriyle ilişkilidir. Bireyi diğerlerinden ayırt eden izafi, soyut bir varlık olan ego, kendine tapma hastalığı anlamında da kullanılmaktadır. Ego, hayatın jeneratörüdür. O olmazsa dünya hayatı kaos olur.
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
“Kötü, aldatmacalar kullanır!(…) Ya sürek avındaki şeytan güruhu, beni dosdoğru iyinin içine sürerse? (…) Kötü, iyiyi tanır ama iyi kötüyü tanımaz. (…) Şeytani olan, iyinin suretine bürünür bazen, hatta bütünüyle onun vücuduna yerleştirir kendisini. Eğer bu gerçek bana gizli kalırsa, hiç kuşkusuz yenik düşerim, çünkü böyle bir iyi, gerçek iyiden daha ayartıcıdır.”
3 Ağustos 2022 Çarşamba günü, Türkiye’nin duayen yazarlarından birisi olan değerli dostum Ali Riza Malkoç’la Pendik-İstanbul’da çok hoş vakit geçirdik. Kendisi farklı içerikte 18 kitabın yazarıdır. O bir fikir işçisi gibi gece-gündüz demeden çalışıyor. Gelecek için dertleniyor, insanlık için çırpınıyor, didiniyor ve yazıyor. Arızalar ve sorunlar için çözümler üretiyor.
Tanrı’yı insanda ve kâinatta gören Süryani kültürünün esas gayesi, yaşamın zorlukları ve örselenmeleri içinde gerçek hedefi akılda tutmayı hatırlatmaktır. Vefa, sorumluluk ve süreklilik gerektiren bir hedefe katkı sunmanın evrensel anlamlarını geliştirmektir.
Kültür ağacından faydalanmak, eski alışkanlıkların ve ezbere dayalı düşüncelerin budanmasına; kalıp yargılarının ve yerleşik algılarının dönüşmesine bağlıdır. q
Kültür, bir medeniyetin atan kalbidir. İnsanı yaşatan, kendisine yaklaştırıp kendisi olmayı sağlayan ve onu dirilten zinde bir ruhtur. Kültürü oluşturan temel öğelerin başında ise dil gelir. Dil ile kültür bir yapının ayrılmaz parçalarıdır, bu ikili sağlam ve sürekli bir uyum içerisindedir.
Kültür, bir medeniyetin atan kalbidir. İnsanı yaşatan, kendisine yaklaştırıp kendisi olmayı sağlayan ve onu dirilten zinde bir ruhtur. Kültürü oluşturan temel öğelerin başında ise dil gelir. Dil ile kültür bir yapının ayrılmaz parçalarıdır, bu ikili sağlam ve sürekli bir uyum içerisindedir. Aynı şekilde inanç da kültürel yapı içerisinde önemli bir yer tutar.
Maddiyatın, nefsaniyetin, bencilliğin dağı ne kadar yüksek olursa olsun, edebiyatın/kültürün yolu onların üzerinden geçer. Dolayısıyla maddi zenginliğin mana/zihin dünyasına huzur vermesi, edebi ve kültürel zenginliğe bağlıdır.
Kültür, bir medeniyetin atan kalbidir. İnsanı yaşatan, kendisine yaklaştırıp kendisi olmayı sağlayan ve onu dirilten zinde bir ruhtur. Kültürü oluşturan temel öğelerin başında ise dil gelir. Dil ile kültür bir yapının ayrılmaz parçalarıdır, bu ikili sağlam ve sürekli bir uyum içerisindedir.
37 yıl önce Şırnak-İdil’den Avrupa’ya göç etmiş olan Şükrü Külen, kültürel farkındalık sahibi aydın bir Süryani’dir. İçindeki memleket özlemi kültürel hasretle birleşince, İsviçre’den tarihi köklerini, anayurdunu ziyarete geldi.
Kültür, bir medeniyetin atan kalbidir. İnsanıyaşatan, kendisine yaklaştırıp kendisi olmayı sağlayan ve onu dirilten zinde bir ruhtur. Kültürü oluşturan temel öğelerin başında ise dil gelir. Dil ile kültür bir yapının ayrılmaz parçalarıdır, bu ikili sağlamve sürekli bir uyum içerisindedir.
Kültür, bir medeniyetin atan kalbidir. İnsanıyaşatan, kendisine yaklaştırıp kendisi olmayı sağlayan ve onu dirilten zinde bir ruhtur. Kültürü oluşturan temel öğelerin başında ise dil gelir. Dil ile kültür bir yapının ayrılmaz parçalarıdır, bu ikili sağlamve sürekli bir uyum içerisindedir.
Kültür, bir medeniyetin atan kalbidir. İnsanı yaşatan, kendisine yaklaştırıp kendisi olmayı sağlayan ve onu dirilten zinde bir ruhtur. Kültürü oluşturan temel öğelerin başında ise dil gelir. Dil ile kültür bir yapının ayrılmaz parçalarıdır, bu ikili sağlam ve sürekli bir uyum içerisindedir.
Tolstoy’un "İnsan Ne ile Yaşar" adlı kitabında, çiftçi Pahom’un hazin ve ibretlik öyküsü yer alır. Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır. Uzak bir yerlerde,
Ressam, müzisyen, şair, yazar, bestekar vb.. sanatkar ruh taşıyan insan, özü gereği yaratıcıdır. Genellikle başkalarında olmayan üstün algılara, farkındalıklara, duyarlılıklara sahiptir.
Edebi ve düşünsel bir eserin başarılı olup olmaması tamamen toplumun kültürel farkındalığıyla doğru orantılıdır. Çünkü edebi eser (kitap veya metin) yayınlandığı andan itibaren yazarın inisiyatifinden çıkar, okuyucunun etki alanına geçer.
ܝܘܡ ܬܪܝܢ ܒܫܒܐ ܗ̱ܘܐ. ܘܒܬܪܗ ܗ̱ܘܐ ܕܝܘܡܐ ܚܕ ܕܒܗ ܐܪܥܐ ܒܪ̈ܣܝ̣ܣܐ ܕܡܛܪܐ ܒܟܝ̣ܪܝܐ ܕܬܫܪ̈ܝܬܐ ܙܠܝ̣ܚܐ ܗ̱ܘܬ: ܗ̇ܢܘܢ ܛܐܠܐ ܕܪ̈ܚܡܐ ܘܚܰܘܣܢܐ ܪܣܡ̣ܘ ܗ̱ܘܘ ܒܐܦ̈ܝ ܟܝܢܐ. ܘܪܘܙܐ ܦܨܝ̣ܚܐ ܪܳܚܫ ܗ̱ܘܐ ܒܓܰܘܝ̈ܬܝ ܒܣܘ̣ܩܒܳܠܐ ܘܦܶܓܥܐ ܕܨܰܦܪܐ ܨܰܡܘ̣ܚܐ ܐܠܐ ܨܠܝ̣ܠܐ ܘܡܪܝ̣ܩܐ ܕܡܫܝ̣ܓ ܗ̱ܘܐ ܒܙܰܠܓ̈ܐ ܢܗܝ̣ܪ̈ܐ ܕܫܡܫܐ ܕܡ̣ܬܦܫܛܐ ܘܡ̣ܬܡܬܚܐ ܗ̱ܘܬ ܥܠ ܟܠ.
Esas mesele hayatı anlamlandırmaktır. Duvarlar yerine yeni köprüler kurmaktır. Çünkü hayat bir seferdir. Bir yolculuktur.
Maddiyatın/nefsaniyetin/bencilliğin dağı ne kadar yüksek olursa olsun, kültürün yolu onların üzerinden geçer. Dolayısıyla maddi zenginliğin, mana/zihin dünyasına huzur vermesi, kültürel zenginliğe bağlıdır.
Esas mesele hayatı anlamlandırmaktır. Duvarlar yerine yeni köprüler kurmaktır. Çünkü hayat bir seferdir. Bir yolculuktur. Bu yolculukta aşikâr olan bir şey varsa, o da noksanlıktır. Bu noksanlık, bazen huzursuzluğa dönüşür.
Esas mesele hayatı anlamlandırmaktır. Duvarlar yerine yeni köprüler kurmaktır. Çünkü hayat bir seferdir. Bir yolculuktur. Bu yolculukta aşikâr olan bir şey varsa, o da noksanlıktır. Bu noksanlık, bazen huzursuzluğa dönüşür.
Esas mesele hayatı anlamlandırmaktır. Duvarlar yerine yeni köprüler kurmaktır. Çünkü hayat bir seferdir. Bir yolculuktur. Bu yolculukta aşikâr olan bir şey varsa, o da noksanlıktır. Bu noksanlık, bazen huzursuzluğa dönüşür.
Esas mesele hayatı anlamlandırmaktır. Duvarlar yerine yeni köprüler kurmaktır. Çünkü hayat bir seferdir. Bir yolculuktur. Bu yolculukta aşikâr olan bir şey varsa, o da noksanlıktır. Bu noksanlık, bazen huzursuzluğa dönüşür.
Maddiyatın/nefsaniyetin/bencilliğin dağı ne kadar yüksek olursa olsun, kültürün yolu onların üzerinden geçer. Dolayısıyla maddi zenginliğin, mana/zihin dünyasına huzur vermesi, kültürel zenginliğe bağlıdır.
Kurtarıcı sanır kendini bozguncu. Kırıp dökerken bile onardığını zanneder. Kendi doğruları doğrultusunda zincirsiz bir pranga ile dolaşır. Menfaati ölçüsünde içindeki sıkıntıyı tutar ve çıkar ilişkileri bitince hırçın rüzgârlarını insanın üstüne salar ve kırıp dökmeye başlar.
التفكير الإبداعي / البنّاء، المجبول في القلب والذي يتشكل في العقل بدافع من الجهود الصادقة، لا يحتاج إلى وسيط. ومع ذلك، إذا كان للتركيز على الهدف، فإنه يحتاج إلى تعبيرات اللغة من خلال اتخاذ شكل كتاب بجمال الأدب. يصبح مقروءاً حتى يتمكن من تحويل / ثنائية القارئ الداخلية من المعارضة إلى الفهم / الفضيلة التكميلية. الكتاب غزير الإنتاج ,الذين يمكن أن يظهروا هذه الشجاعة وينفّذون ذلك بنجاح يعتبرون أنهم وصلوا إلى أعلى مرتبة في الحياة.
عندما نشعربالمسيح داخليًا وليس خارجيًا، يأخذ معنى وفرح عيد الفصح طابعًا مختلفًا تمامًا. عندما نختبر المسيح خارج الواقع الأرضي في الروح / القلب / الفكر، فإننا نولد من جديد وهذا هوغرض خلقنا. سيكون لدينا ولادتنا الثانية. هذه حقاً قيامة.
According to Syriac culture, originality and differences are the essence of creation. The main source of this essence is the spirit. The spirit is a divine software program in humans. If this software, which provides renewal and development,
Sevgi, Güzel’e giden yolda olmaktır. O yolda yürümektir. O yolda sorumlu davranmaktır. Sevgi, vermeyi almaya tercih etmektir. Sevgi, insandaki insanı görmektir. Sevgi, maddeyi görüp öze/manaya odaklanmaktır. Sevgi, özün/ruhun kapısını zorlamaktır.
Sevgi, Güzel’e giden yolda olmaktır. O yolda yürümektir. O yolda sorumlu davranmaktır. Sevgi, vermeyi almaya tercih etmektir. Sevgi, insandaki insanı görmektir. Sevgi, maddeyi görüp öze/manaya odaklanmaktır. Sevgi, özün/ruhun kapısını zorlamaktır.
Sevgi, konuştuğumuz şey değil. Sevgi, yaptığımız şeydir. Sevgi, Güzel’e giden yolda olmaktır. O yolda yürümektir. O yolda sorumlu davranmaktır.
Sevgi, konuştuğumuz şey değil. Sevgi, yaptığımız şeydir. Sevgi, Güzel’e giden yolda olmaktır. O yolda yürümektir. O yolda sorumlu davranmaktır.
According to Syriac culture, originality and differences are the essence of creation. The main source of this essence is the spirit. The spirit is a divine software program in humans. If this software, which provides renewal and development, is learned and used properly,
في حين أن الموت هو حقيقة من حقائق الحياة، وفي نفس الوقت يوضّح لنا أننا لسنا من بقايا العالم الفاني، فهو مؤلم جدًا لطبيعتنا البشرية. إنه عزاء كبيرلنا جميعًا أن نشارك عائلة إكسن الغالية في هذا الألم العميق نيابة عن رئيس القرية إليشاع بكتاش وسكان القرية. وأتمنى رحمة الله على الفقيد، والصبر والسلوان لأبنائه وأهل قريته وأقاربه.
Humans are the source of evil in nature. Other creatures simply act out of instinct and precautions can be taken against them, whereas it is impossible to predict what people with evil intentions will do and consistently take precautions.
Humans are the source of evil in nature. Other creatures simply act out of instinct and precautions can be taken against them, whereas it is impossible to predict what people with evil intentions will do and consistently take precautions. This does not mean that we will constantly experience bad things. But one should be prepared for any circumstance.
Urfa, bölgemizin efsunlu bir şehridir. Süryani literatüründe ‘‘Kalath Bethnahrin / Mezopotamya’nın Gelini’’ ismiyle bilinen bu şehir, kendimi bildim bileli beni cezp etmektedir. Toplumsal algılamanın ötesinde,
Urfa, bölgemizin efsunlu bir şehridir. Süryani literatüründe ‘‘Kalath Bethnahrin / Mezopotamya’nın Gelini’’ ismiyle bilinen bu şehir, kendimi bildim bileli beni cezp etmektedir. Toplumsal algılamanın ötesinde,
ܠܐ ܐܶܬܐ ܠܰܡܫ̈ܝܼܚܳܝܶܐ. ܒܕ ܩܕܳܡ ܡܶܢܶܗ ܠܰܝܬ ܗ̱ܘܐ ܐܳܦܠܐ ܚܰܕ ܡܫܝܼܚܳܝܐ. ܐܶܬܳܐ ܐܘܼܣܳܝܳܐ ܠܰܟܪܝܼܗܳܐ. ܐܶܬܳܐ ܥܘܼܬܪܳܐ ܠܦܰܩܝܼܪܳܐ.
ܫܪܫܳܐ ܕܟܠ ܒܝܼܫܬܐ: «ܐܶܢܳܢܝܘܼܬܐ» ܗܿܘ ܡܳܐ ܕܡܰܦܨܰܚ ܠܟ ܒܚܝ̈ܐ: «ܕܬܶܗܘܶܐ ܡܰܘܬܪܳܢܐ ܠܐܰܚܪ̈ܳܢܐ» ܡܩܰܢܛܳܢܗܽܘܢ ܕܰܒܢܳܝ̈ܢܳܫܳܐ ܒܚܰܝ̈ܐ: «ܟܰܕܳܒܳܐ»
قمت الاسبوع الماضي (الجمعة 18 مارس 2022) بزيارة رئيس مجلس إدارة كنائس مديات، السيد يوسف تركر، في مكتبه في دير مار هوبل ومار أبروهوم. هنأته على رئاسة الجديدة التي تولاها، وقدمت كتابي التركي المنشور حديثًا بعنوان “التصوف السرياني”. لقد نقلت تمنياتي لرئيسنا الجديد بالصحة والنجاح على جهوده المستمرة من الماضي إلى الحاضر.
Samimi gayretlerin güdülenmeleriyle gönülde pişen ve zihinde şekillenen yaratıcı/yapıcı düşünce, aracıya ihtiyaç duymaz. Ancak hedefe kilitlenecekse, edebiyatın güzelliğiyle kitap şekline bürünerek dilin anlatımlarına ihtiyaç duyar.
Mesih’i dışsal olarak değil de, içsel olarak hissettiğimizde Paskalya Bayramı’nın anlamı ve sevinci çok farklı bir karaktere bürünür. Mesih’i dünyevi gerçekliğin ötesinde, ruhen/kalben/fikren yaşadığımızda, yaratılışımızın gayesine yeniden doğmuş oluruz.
Saygıdeğer Dostlar, Değerli Köylüler, Kıymetli Akrabalar, Yaşamını Hassana halkının hizmetine adayan değerli ruhani büyüğümüz Peder Kaşa Matte Eksen’i[1] ebediyete uğurlamak için burada toplanmış bulunuyoruz.
Aklımızdaki düşünceler bizi anlatır. Ne olduğumuzu bize gösterir. Fakat çok az insan kendi durumunu görme yeteneği ve tevazusuna sahiptir.
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Süryani kültürüne göre, özgünlükler ve farklılıklar yaratılışın özüdür. Bu özün ana kaynağı ruhtur. Ruh, insanda ilahi yazılımın programıdır. Yenilenmeyi ve gelişmeyi sağlayan bu yazılım öğrenilirse ve iyi kullanılırsa, her şey daha rahat ve daha güzel olur.
During these days when we experience firsthand the well-known cold of winter and feel the chill of the outside world in our bones, a reminder along the laconic lines of “actions are the reflection of a person’s character” and “he who knows the ropes will encounter few difficulties” might prove a source of warmth for our inner world.
لأن كرامة الإنسان هي كلُّ. في هذا التكريم، الرجال والنساء على حد سواء حاضرين على قدم المساواة. فكلما كان الرجل أكثر كرامة كانت المرأة أكثر كرامة وقدسية.
جوهر الخير والحقيقة لا يتغير. وفقًا للحالة الداخلية، فإن تصورات الانسان هي التي تتغير. عمقها وضحالتها. حرارتها وبرودتها. تتراوح بين عدم النضج والنضج. إنها استيعاب. إنها تجربة. إنها أسلوب قراءة.
Yaşam akışını deneyimleyebileceğiniz tek yer şimdi’dir, öyleyse teslim olmak şimdi ki anı koşulsuz ve çekincesiz bir şekilde kabul etmek, olana içsel anlamda direnmeyi bırakmaktır. Olanı kabullenme sizi hemen zihinle özdeşleşmekten kurtarır ve Varlığa yeniden bağlar. Direnç zihnin ta kendisidir.
During these days when we experience firsthand the well-known cold of winter and feel the chill of the outside world in our bones, a reminder along the laconic lines of “actions are the reflection of a person’s character” and “he who knows the ropes will encounter few difficulties” might prove a source of warmth for our inner world.
Dün (18 Mart 2022 Cuma günü), Midyat Kiliseleri Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Yusuf Türker’i Mor Hobel ve Mor Abrohom Manastırındaki çalışma ofisinde ziyaret ettim.
Bu vesileyle, endişe dolu karmaşık duygular içinde tabiat ananın coğrafyaya giydirdiği güzellikleri ve zorlukları hissederek, babalar gününde (20 Haziran 2021 tarihinde) köy muhtarlığını kutlamak için HERBOLE’ya gidiyorum Hassana muhtarı Elişa Beğtaş’ın refakatında…
İyiliğin ve hakikatin özü değişmezdir. İçsel duruma göre, değişen insanın algılarıdır. Derinliği ve sığlığıdır. Sıcaklığı ve soğukluğudur. Toyluğu ve olgunluğudur. İdrakidir. Tecrübesidir. Okuma tarzıdır.
İyiliğin ve hakikatin özü değişmezdir. İçsel duruma göre, değişen insanın algılarıdır. Derinliği ve sığlığıdır. Sıcaklığı ve soğukluğudur. Toyluğu ve olgunluğudur. İdrakidir. Tecrübesidir. Okuma tarzıdır.
Abay Abgar Abil Abilo Abrohom Adad Adadnirari Adam Adar Aday Ado Afrem Agay Ahiqar Aho Akkad Akkadiya Akoro Alaf Amanuel
Hanila, Süryani kültüründe çok önemli aynı zamanda güzide bir yere sahiptir. Yaşamın merkezinde yer alan bir ısı küresi gibidir. Bağışlayıcı anlamlara sahiptir. Bütün varlığı kuşatır.
Bugüne yüklenen anlam, ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye göre değişkenlik arz etse de, aslında vurgulanmak istenen insan onurunun kutsallığıdır.
Bugüne yüklenen anlam, ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye göre değişkenlik arz etse de, aslında vurgulanmak istenen insan onurunun kutsallığıdır.
Bugüne yüklenen anlam, ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye göre değişkenlik arz etse de, aslında vurgulanmak istenen insan onurunun kutsallığıdır.
Bugüne yüklenen anlam, ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye göre değişkenlik arz etse de, aslında vurgulanmak istenen insan onurunun kutsallığıdır.
Tabiatta kötülüğün kaynağı insandır. Diğer canlılar sadece içgüdüleriyle hareket ederler ve onlara karşı tedbir alınabilir, ancak kötü niyetli insanların nerede ne yapacağını kestirmek, tedbir almak her zaman mümkün değil. Her zaman kötü şeyler yaşayacağız diye bir şey yoktur.
Tabiatta kötülüğün kaynağı insandır. Diğer canlılar sadece içgüdüleriyle hareket ederler ve onlara karşı tedbir alınabilir, ancak kötü niyetli insanların nerede ne yapacağını kestirmek, tedbir almak her zaman mümkün değil.
Tabiatta kötülüğün kaynağı insandır. Diğer canlılar sadece içgüdüleriyle hareket ederler ve onlara karşı tedbir alınabilir, ancak kötü niyetli insanların nerede ne yapacağını kestirmek, tedbir almak her zaman mümkün değil. Her zaman kötü şeyler yaşayacağız diye bir şey yoktur.
وفقًا للثقافة السريانية، فإن الأصول والاختلافات هي جوهر الخلق. المصدر الرئيسي لهذا الجوهرهو الروح. الروح هي برنامج البرمجيات الإلهية في الإنسان. إذا تم تعلم واستخدام هذا البرنامج، الذي يوفرالتجديد والتطوير، بشكل جيد، فسيكون كل شيء أكثر راحة وأجمل.
Benlik saygımızın düzeyi, kim olduğumuza ve neler yapabileceğimize dair algımıza ve kendimize ne kadar değer verdiğimize bağlıdır.
“BEN” kelimesi, nasıl kullanıldığına bağlı olarak, hem en büyük hatayı hem de en derin gerçeği içinde barındırır. Geleneksel kullanımıyla, dilde en sık kullanılan kelimelerden biri olmakla kalmaz (”benim”, “benimki”,
تعود جذور تور إيزلو تاريخيًا إلى تاريخ الثقافة السريانية ولها طابع فريد. هذه الهضبة الجبلية هي من بين الأماكن المهمة جدًا للثقافة السريانية.
سنهتم، بالطبع، بالرفاهية المادية. ومع ذلك، يجب أن نعلم أن هذا وحده / لا يمكن أن يحقق الهدف المنشود والتقدم والسعادة. المعنى / الازدهار / التنمية الثقافية أمر حاسم مثل الرفاهية المادية / الاقتصادية / الثروة. إذا لم يكن كذلك، فإنه غير ممكن.
Süryani kültürüne göre, özgünlükler ve farklılıklar yaratılışın özüdür. Bu özün ana kaynağı ruhtur.
Süryani kültürüne göre, özgünlükler ve farklılıklar yaratılışın özüdür. Bu özün ana kaynağı ruhtur.
Süryani kültürüne göre, özgünlükler ve farklılıklar yaratılışın özüdür. Bu özün ana kaynağı ruhtur. Ruh, insanda ilahi yazılımın programıdır.
Süryani kültürüne göre, özgünlükler ve farklılıklar yaratılışın özüdür. Bu özün ana kaynağı ruhtur.
Süryani kültürüne göre, özgünlükler ve farklılıklar yaratılışın özüdür. Bu özün ana kaynağı ruhtur. Ruh, insanda ilahi yazılımın programıdır. Yenilenmeyi ve gelişmeyi sağlayan bu yazılım öğrenilirse ve iyi kullanılırsa, her şey daha rahat ve daha güzel olur.
Süryani kültürüne göre, özgünlükler ve farklılıklar yaratılışın özüdür. Bu özün ana kaynağı ruhtur. Ruh, insanda ilahi yazılımın programıdır. Yenilenmeyi ve gelişmeyi sağlayan bu yazılım öğrenilirse ve iyi kullanılırsa, her şey daha rahat ve daha güzel olur.`
في هذه الأيام التي تحيط بها البرودة المعروفة لفصل الشتاء ونشعرببرودة العالم الخارجي بعمق، متذكيربصحة الكلمات الموجزة التي تقول “العمل مرآة الإنسان” و“الشخص السائر على الدرب وصل” وربما من خلالها قد تدفأ عوالمنا الداخلية . 1
ليس ما نتعلمه من ذلك المكان / الحياة هو من سيثري المكان الذي نعيش فيه. الشيء الرئيسي هو أن معاني / قيم هذا المكان / الحياة في عالمنا الداخلي سوف تكشف لنا ذلك. تلك هي المسؤوليات المفروضة علينا. عندما نتحمل هذه المسؤولية، سنشعر ونرى “أهمية التفكير الكافي لإحراز تقدم” من أجل التخلص من السلبيات الحالية التي تسبب التشاؤم.
Maddi refahı elbette gözeteceğiz, gözetmeliyiz. Ancak bilinmelidir ki, sadece bu, arzulanan amaca, ilerlemeye ve mutluluğa kavuşturmaz/kavuşturamaz.
Süryani Mistisizmi Kitabı Süryani kültürünün derinliğindeki felsefeyi merak edenlere ve bu felsefeyle ilgilenenlere duyurmak yazıyorum. Geçen aylarda, ‘‘Süryani Mistisizmi’’ başlığıyla bir kitap çalışmasına başlamıştım.
Benlik saygımızın düzeyi, kim olduğumuza ve neler yapabileceğimize dair algımıza ve kendimize ne kadar değer verdiğimize bağlıdır. Benlik saygısı içseldir ve başkalarının bizi nasıl algıladığıyla ilintili değildir. Şişirilmiş ego, narsistik kendine âşıklık ya da kibirle karıştırılmamalıdır.
Süryani Mistisizmi Kitabı Süryani kültürünün derinliğindeki felsefeyi merak edenlere ve bu felsefeyle ilgilenenlere duyurmak yazıyorum. Geçen aylarda, ‘‘Süryani Mistisizmi’’ başlığıyla bir kitap
Kış mevsiminin bilinen soğuğuyla iç içe olduğumuz, dış dünyanın soğukluğunu derinden hissettiğimiz bu günlerde ‘‘iş, insanın aynasıdır’’ ve ‘‘yoldan giden yorulmaz’’ diyen veciz sözlerin doğruluğunu hatırlatmak, belki içsel dünyamızın ısınmasına neden olacaktır.
Mesela dağdan akan suyu düşünün. En az direnç gösteren yolu seçer akmak için. Yani önüne bir kaya çıkacak olursa onunla uğraşmaz, kayayla mücadele etmez, etrafından dolaşıp devam eder akmaya. Suyun bu doğasından alınan ilhamla şöyle der Sufiler
Vaktiyle her türlü maddi imkâna sahip olmasına rağmen can sıkıntısından, hayatın yaşanmaya değmez olduğundan yakınan bir prens varmış. Kardeşleri, arkadaşları gezer, ava gider, eğlenirken o odasına kapanır, sürekli düşünürmüş.
Vaktiyle her türlü maddi imkâna sahip olmasına rağmen can sıkıntısından, hayatın yaşanmaya değmez olduğundan yakınan bir prens varmış.
Kış mevsiminin bilinen soğuğuyla iç içe olduğumuz, dış dünyanın soğukluğunu derinden hissettiğimiz bu günlerde ‘‘iş, insanın aynasıdır’’ ve ‘‘yoldan giden yorulmaz’’ diyen veciz sözlerin doğruluğunu hatırlatmak,
Kış mevsiminin bilinen soğuğuyla iç içe olduğumuz, dış dünyanın soğukluğunu derinden hissettiğimiz bu günlerde ‘‘iş, insanın aynasıdır’’ ve ‘‘yoldan giden yorulmaz’’ diyen veciz sözlerin doğruluğunu hatırlatmak, belki içsel dünyamızın ısınmasına neden olacaktır.
Kış mevsiminin bilinen soğuğuyla iç içe olduğumuz, dış dünyanın soğukluğunu derinden hissettiğimiz bu günlerde ‘‘iş, insanın aynasıdır’’ ve ‘‘yoldan giden yorulmaz’’ diyen veciz sözlerin doğruluğunu hatırlatmak, belki içsel dünyamızın ısınmasına neden olacaktır.
Kış mevsiminin bilinen soğuğuyla iç içe olduğumuz, dış dünyanın soğukluğunu derinden hissettiğimiz bu günlerde ‘‘iş, insanın aynasıdır’’ ve ‘‘yoldan giden yorulmaz’’ diyen veciz sözlerin doğruluğunu hatırlatmak, belki içsel dünyamızın ısınmasına neden olacaktır.
Kış mevsiminin bilinen soğuğuyla iç içe olduğumuz, dış dünyanın soğukluğunu derinden hissettiğimiz bu günlerde ‘‘iş, insanın aynasıdır’’ ve ‘‘yoldan giden yorulmaz’’ diyen veciz sözlerin doğruluğunu hatırlatmak, belki içsel dünyamızın ısınmasına neden olacaktır.
“BEN” kelimesi, nasıl kullanıldığına bağlı olarak, hem en büyük hatayı hem de en derin gerçeği içinde barındırır. Geleneksel kullanımıyla, dilde en sık kullanılan kelimelerden biri olmakla kalmaz (”benim”, “benimki”, “kendim” gibi ilgili kelimelerle birlikte),
تعود جذور تور إيزلو تاريخيًا إلى تاريخ الثقافة السريانية ولها طابع فريد. هذه الهضبة الجبلية هي من بين الأماكن المهمة جدًا للثقافة السريانية.
سنهتم، بالطبع، بالرفاهية المادية. ومع ذلك، يجب أن نعلم أن هذا وحده / لا يمكن أن يحقق الهدف المنشود والتقدم والسعادة. المعنى / الازدهار / التنمية الثقافية أمر حاسم مثل الرفاهية المادية / الاقتصادية / الثروة. إذا لم يكن كذلك، فإنه غير ممكن.
Süryani kültürüne göre, özgünlükler ve farklılıklar yaratılışın özüdür. Bu özün ana kaynağı ruhtur. Ruh, insanda ilahi yazılımın programıdır.
Süryani kültürüne göre, özgünlükler ve farklılıklar yaratılışın özüdür. Bu özün ana kaynağı ruhtur.
Süryani kültürüne göre, özgünlükler ve farklılıklar yaratılışın özüdür. Bu özün ana kaynağı ruhtur. Ruh, insanda ilahi yazılımın programıdır. Yenilenmeyi ve gelişmeyi sağlayan bu yazılım öğrenilirse ve iyi kullanılırsa, her şey daha rahat ve daha güzel olur. Çünkü ruh,
Süryani kültürüne göre, özgünlükler ve farklılıklar yaratılışın özüdür. Bu özün ana kaynağı ruhtur. Ruh, insanda ilahi yazılımın programıdır. Yenilenmeyi ve gelişmeyi sağlayan bu yazılım öğrenilirse ve iyi kullanılırsa,
Süryani kültürüne göre, özgünlükler ve farklılıklar yaratılışın özüdür. Bu özün ana kaynağı ruhtur. Ruh, insanda ilahi yazılımın programıdır. Yenilenmeyi ve gelişmeyi sağlayan bu yazılım öğrenilirse ve iyi kullanılırsa, her şey daha rahat ve daha güzel olur.
Süryani kültürüne göre, özgünlükler ve farklılıklar yaratılışın özüdür. Bu özün ana kaynağı ruhtur. Ruh, insanda ilahi yazılımın programıdır. Yenilenmeyi ve gelişmeyi sağlayan bu yazılım öğrenilirse ve iyi kullanılırsa, her şey daha rahat ve daha güzel olur. Çünkü ruh,
في هذه الأيام التي تحيط بها البرودة المعروفة لفصل الشتاء ونشعرببرودة العالم الخارجي بعمق، متذكيربصحة الكلمات الموجزة التي تقول “العمل مرآة الإنسان” و“الشخص السائر على الدرب وصل” وربما من خلالها قد تدفأ عوالمنا الداخلية .
ليس ما نتعلمه من ذلك المكان / الحياة هو من سيثري المكان الذي نعيش فيه. الشيء الرئيسي هو أن معاني / قيم هذا المكان / الحياة في عالمنا الداخلي سوف تكشف لنا ذلك. تلك هي المسؤوليات المفروضة علينا. عندما نتحمل هذه المسؤولية، سنشعر ونرى “أهمية التفكير الكافي لإحراز تقدم” من أجل التخلص من السلبيات الحالية التي تسبب التشاؤم.
İnsanın kendini keşfetmesi ve kendini tanıması anlamına gelen özgünlük olmadan, "bildiğini sanan insandan, kendini bilme" aşamasına düzeyine geçiş/yükseliş kolay değildir..
Maddi refahı elbette gözeteceğiz, gözetmeliyiz. Ancak bilinmelidir ki, sadece bu, arzulanan amaca, ilerlemeye ve mutluluğa kavuşturmaz/kavuşturamaz.
Maddi refahı elbette gözeteceğiz, gözetmeliyiz. Ancak bilinmelidir ki, sadece bu, arzulanan amaca, ilerlemeye ve mutluluğa kavuşturmaz/kavuşturamaz. Maddi/ekonomik refah/zenginlik kadar, mana/kültürel felah/gelişim de belirleyicidir. Olmazsa olmazdır.
10 Ocak çalışan gazeteciler gününde kuruluşunu ilan Midyat’ın ilk gazeteciler ve yazarlar derneği Midyat Turabdin Gazeteciler ve Yazarlar Derneği hizmet binasının açılışı yoğun bir katılım ile yapıldı.
Tur İzlo, tarihsel açıdan Süryani kültürünün geçmişinde derin köklere ve özgün bir karaktere sahiptir.
Homojen Süryani köyleriyle, tarihi manastırlarıyla, uygar dünyaya gülücükler dağıtan bu dağ platosunda son 10-15 yıl içinde yapılan yeni binalar ve restorasyonlar ve diğer faaliyetler bölgenin sosyo-ekonomik canlılığına ve kültürel etkileşimine büyük katkı sunmaktadır.
Günlerden bir gün tarlada çalışırken bir çığlık duydu. Hemen sesin geldiği yere koştu. Bir de baktı ki beline kadar bataklığa batmış bir çocuk, kurtulmak için çırpınıp duruyor. Çocukcağız bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
Yaşadığımız yere zenginlik katacak olan o yerden/hayattan öğrendiklerimiz değil. Esas olan o yerin/hayatın içsel dünyamızda taşıdığı anlamlar/değerlerin bizde ortaya çıkaracaklarıdır. Onların bize yüklediği sorumluluklardır. O sorumluluğu kavradığımızda,
Süryani Mistisizmi Kitabı Süryani kültürünün derinliğindeki felsefeyi merak edenlere ve bu felsefeyle ilgilenenlere duyurmak yazıyorum. Geçen aylarda, ‘‘Süryani Mistisizmi’’ başlığıyla bir kitap çalışmasına başlamıştım. Çalışma bitmişti. An öncelik Ağustos 2021’de yayınlanan Süryanice edebi kitaba verildiğinden bahse konu bu kitabın baskı i ancak yeni tamamlanmıştır. Aşağıda bu kitabın kapak görselini paylaşıyorum.
Kış mevsiminin bilinen soğuğuyla iç içe olduğumuz, dış dünyanın soğukluğunu derinden hissettiğimiz bu günlerde ‘‘iş, insanın aynasıdır’’ ve ‘‘yoldan giden yorulmaz’’ diyen veciz sözlerin doğruluğunu hatırlatmak, belki içsel dünyamızın ısınmasına neden olacaktır.
Vaktiyle her türlü maddi imkâna sahip olmasına rağmen can sıkıntısından, hayatın yaşanmaya değmez olduğundan yakınan bir prens varmış. Kardeşleri, arkadaşları gezer, ava gider, eğlenirken o odasına kapanır, sürekli düşünürmüş.
Kış mevsiminin bilinen soğuğuyla iç içe olduğumuz, dış dünyanın soğukluğunu derinden hissettiğimiz bu günlerde ‘‘iş, insanın aynasıdır’’ ve ‘‘yoldan giden yorulmaz’’ diyen veciz sözlerin doğruluğunu hatırlatmak, belki içsel dünyamızın ısınmasına neden olacaktır.
Kış mevsiminin bilinen soğuğuyla iç içe olduğumuz, dış dünyanın soğukluğunu derinden hissettiğimiz bu günlerde ‘‘iş, insanın aynasıdır’’ ve ‘‘yoldan giden yorulmaz’’ diyen veciz sözlerin doğruluğunu hatırlatmak, belki içsel dünyamızın ısınmasına neden olacaktır.
Kış mevsiminin bilinen soğuğuyla iç içe olduğumuz, dış dünyanın soğukluğunu derinden hissettiğimiz bu günlerde ‘‘iş, insanın aynasıdır’’ ve ‘‘yoldan giden yorulmaz’’ diyen veciz sözlerin doğruluğunu hatırlatmak, belki içsel dünyamızın ısınmasına neden olacaktır.
Kış mevsiminin bilinen soğuğuyla iç içe olduğumuz, dış dünyanın soğukluğunu derinden hissettiğimiz bu günlerde ‘‘iş, insanın aynasıdır’’ ve ‘‘yoldan giden yorulmaz’’ diyen veciz sözlerin doğruluğunu hatırlatmak, belki içsel dünyamızın ısınmasına neden olacaktır.
Mesela dağdan akan suyu düşünün. En az direnç gösteren yolu seçer akmak için. Yani önüne bir kaya çıkacak olursa onunla uğraşmaz, kayayla mücadele etmez, etrafından dolaşıp devam eder akmaya. Suyun bu doğasından alınan ilhamla şöyle der Sufiler: “Seninle uğraşan hiç kimseyle uğraşma, eğer uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın. Etrafından dolanıp devam et yoluna.”
Vaktiyle her türlü maddi imkâna sahip olmasına rağmen can sıkıntısından, hayatın yaşanmaya değmez olduğundan yakınan bir prens varmış. Kardeşleri, arkadaşları gezer, ava gider, eğlenirken o odasına kapanır, sürekli düşünürmüş.
Hayatta herkes inandığı doğruların peşinden gider. Her kesin bir hayat felsefesi, bir hayat görüşü, bir bakış açısı vardır. Ama hayata her gün baktığımız pencereden bakarsak. Yaşadığımız hayattan zevk alamayız.
Bir gün köyden bir fakir gelip dedi ki: "Yahu senin durumun iyi. Neden kimseye yardım yapmıyorsun. Bak fırıncı fakirlere ara ara bedava ekmek veriyor. Kasap bazen bedava et veriyor. Sen neden hiç yardım etmiyorsun?"
Yusuf Begtas: No entity in nature, whether organic or inorganic, exists solely for its own self. Due to the natural system, everything is interdependent. Just as the sun does not rise for itself, neither does a tree bear fruit for itself. The same goes for us humans. By virtue of mutual need, we must complete and better one another with love and without expecting something in return. We are obligated to give back to the source from which we receive.
First of all, visits to one’s home country are essentially cultural activities. They are among the activities that nurture people’s humanity and purify their spirits. They are one of the important factors of reinforcing friendship and affinity, as well as interaction, development, transformation, and economic growth.
Yusuf Begtas:In Syriac culture, the spiritual rituals performed with music-especially in churches-have a deep, multifaceted philosophy. The main purpose of these rituals of didactic character and educational meaning is to counter and affiliate the pathological problems of the mind with the warmth of the stable and therapeutic thoughts of the spirit.
Yusuf Begtas:Over there… just over there… far away… there’s a village atop happiness hormone-secreting Turabdin. Though we might never visit it, that village belongs to us… Abandoned for 7 years during the upheaval of the 1990’s, it was reconstructed and revived by the elderly MALKE ERGÜN and his brother Lahdo Ergün, who passed away in 2002. Today, it is known as Derkube (Karagöl) village in Mardin-Midyat.
Yusuf Begtas:We must own our possessions without letting them own us. Those who are able to show this boldness and courage, and those who successfully carry this out in their lives achieve the highest rank possible. Accordingly, the more love and goodwill there is, the more life becomes meaningful and fulfilling.
الاحتفالات السنوية مهمة. تعتبرالذكرى السنوية للوفاة ذات مغزى كبير في جدول حياة الشخص بشكل خاص. كان 31 أكتوبر 2021 يومًا مناسبًا لعائلة بيث فيرمو /غوك إنان. تودع هذه العائلة شخصيتين قيمتين في نوفمبر 2020. في يوم الأحد، 31 أكتوبر21 ، أقيمت في كنيسة مديات مار شربل إحياء ذكرى شاموشو إبراهيم غوك إينان وشقيقه الذي وافته المنية قبل عام. فاضت الرحمةعلى كل من كان حاضراً في الخدمة المقدسة، وخاصة أطفالهم / أقاربهم من أوروبا، يحيون ذكرى الفقيد بشوق واحترام، روحياً في قلوبهم. حضرنا هذا اليوم التذكاري كعائلة. مع الجميع، قدمنا تعازينا لأبناء العائلة الأعزاء في شخص العزيز جانو غوك إينان. وتمنينا لهم الصبر والسلوان.
عند النظرإليها من منظوراجتماعي، فإن فوائد زيارة الوطن من الخارج كثيرة. بادئ ذي بدء، تعتبرزيارة المرء إلى أرضه من الأنشطة ثقافية. إنه من بين الأنشطة التي تغذي إنسانية الإنسان وتطهر روحه. إنه أحد العوامل المهمة لتعزيز الصداقة والتقارب والتفاعل والتنمية والتحول والتنمية الاقتصادية.
اللغة هي أحد العناصرالأساسية التي تتكون منها الثقافة. من ناحية أخرى، يحتل الإيمان مكانة مهمة بين العناصرالرئيسية التي تخلق الثقافة. إن الجمع بين هذين العنصرين، تداخلهما الدلالي، يضيف معاني مختلفة لما يقال. لأن الوجود الدلالي لكل اسم أو كلمة يتناسب طرديا مع التعبيرات الفكرية للثقافة التي طورتها واستخدمتها. من وجهة النظرهذه، يمكننا القول أن اللغة، التي تشكل العنصر الأكثر أهمية في الثقافة، هي أيضًا نظام تسمية وتعريف.
تتمتع الطقوس الروحية التي يتم إجراؤها بالموسيقى، خاصة في الكنائس، بفلسفة عميقة متعددة الأوجه في الثقافة السريانية. والغرض الرئيسي من هذه الطقوس، التي لها أساليب تعليمية ومعاني تربوية، هو تدفئة الإشكالية المرضية للعقل والتوفيق بينها وبين أفكار الروح المستقرة بهدف العلاج. إنه تحويل الإشكالية إلى ثروات اجتماعية. بفضل هذه الطقوس، يرتفع العقل البشري إلى نضج الحقيقة الإلهية / الحكمة، إلى الإنتاجية الإبداعية، أي إلى عالم الحب الحقيقي، إلى جانب حواسه، وفكره، وقدرات وعيه الأدنى والأعلى. العلاقة مع البنية العقلية المعنية بعلاقات قوية، حيث لا يوجد حتى أثرلهذا الأشكال، يتم توجيها إلى وحدة قلب واسعة لترتقي إلى هذه المرتبة.
أكتب لأعلن لمن لديهم فضول حول الفلسفة في عمق الثقافة السريانية وللمهتمين بهذه الفلسفة. بدأت في الاشهر الماضية العمل على كتاب بعنوان "التصوف السرياني" في اللغة التركية. انتهى العمل. ومع ذلك، بما أنه تم إعطاء الأولوية للكتاب الأدبي السرياني الذي نُشر في آب 2021، فقد اكتملت أعمال طباعة هذا الكتاب للتو.
الأدب هو أهم قانون يثري أفق تفكير البشر، والأعمال الأدبية هي أكثر المنتجات جمالية لهذا القانون. الكتاب الذي يحمل عنوان "المحارب وعزاء الأمل // تسرورو وبوييا دصبرو"، والذي كتبته بالخط السرياني سيرتو، هو عمل ظهر في إطار هذا القانون الأدبي، وهو عمل يهدف إلى الحفاظ على روح الشجرة / التقاليد ذات الجذور العميقة التي على قيد الحياة.
قبل أن يمتلكنا ما نملكه، يجب أن نتملكه ونحصل عليه. أولئك الذين يستطيعون إظهار هذه الشجاعة والجسارة وتنفيذ ذلك بنجاح يعتبرون قد وصلوا إلى أعلى مستوى في الحياة. كلما زاد الحب والنية الحسنة، كلما كانت الحياة أكثر إرضاءً وذات مغزى.
كان في ماردين يوم الخميس 2 كانون الأول 2021 أبونا الفاضل آداي (رمزي) ديريل، كاهن كنيسة الكلداننية في اسطنبول. اجتمعنا مع الشعور "بالوعي الرحيم / ܦܪܘܿܫܘܼܬܐ ܕܚܰܘܣܳܢܳܐ"، الذي يدفئ أرواحنا على الرغم من البرد الذي بدأ نشعربه. قضينا وقتا ممتعا. لقد قضينا وقتا لطيفا جدا. تحدثنا عن اهمية الصدق والحوار. لقد توغلنا في المستقبل. كانت لدينا لحظات سعيدة في التبادل الثقافي المشترك.
لا يوجد كائن حي أو غير حي في الطبيعة يعيش فقط لذاته. بسبب النظام الطبيعي، كل شيء يتغذى على بعضه البعض. فكما أن الشمس لا تشرق من تلقاء نفسها، كذلك لا تثمر الشجرة لنفسها. نفس الشيء ينطبق علينا نحن البشر. بسبب الحاجة المتبادلة، يجب أن نكمل ونطور بعضنا البعض بالحب والامتنان. نحن ملزمون بإعادة المصدر الذي تلقيناه.
Christ is the way. Christ is the truth. Christ is the life. Through his birth, he revealed the way, the truth, and the life. He is the embodiment of divine love. In the current fixed opinions and negativity prejudice, everyone makes sense of this way, this truth, and this life according to their own vessel. Everyone takes action according to their own vessel.
I am writing to announce to those who are curious about and interested in the philosophy that lies in the depths of Syriac culture. In the previous months, I began working on a book project titled “Syriac Mysticism.” The project was completed. However, priority was given to the literary Syriac book published in August 2021, so the publication affairs of said book are only recently complete
I am writing to announce to those who are curious about and interested in the philosophy that lies in the depths of Syriac culture. In the previous months, I began working on a book project titled “Syriac Mysticism.” The project was completed. However, priority was given to the literary Syriac book published in August 2021, so the publication affairs of said book are only recently completed.
يالدو بريخو: عيد ميلاد مجيد! المسيح هو الطريق. المسيح هو الحياة. المسيح هو الحق. مع ولادته كشف الطريق والحياة والحقيقة. إنه تجسيد للحب الإلهي. في التصورات والتحيزات الراسخة للسلبية، يفهم الجميع هذا المسار، هذه الحياة، هذه الحقيقة، وفقًا لوعائهم وملعقتهم. يتخذ الخطوات وفقًا لذلك.
الاحتفالات السنوية مهمة. تعتبرالذكرى السنوية للوفاة ذات مغزى كبير في جدول حياة الشخص بشكل خاص. كان 31 أكتوبر 2021 يومًا مناسبًا لعائلة بيث فيرمو /غوك إنان. تودع هذه العائلة شخصيتين قيمتين في نوفمبر 2020.
السنوات التي أراد الكثير من الناس العودة إليها ولم يتمكنوا من ذلك … السنوات التي غالبًا ما تترك طعمًا جيدًا وأحيانًا سيئًا في أذهان الناس … سنوات قوية ترسم جوانب إيجابية وسلبية في حياة الناس وتشكل المستقبل …
كان في ماردين يوم الخميس 2 كانون الأول 2021 أبونا الفاضل آداي (رمزي) ديريل، كاهن كنيسة الكلداننية في اسطنبول. اجتمعنا مع الشعور “بالوعي الرحيم / ܦܪܘܿܫܘܼܬܐ ܕܚܰܘܣܳܢܳܐ“، الذي يدفئ أرواحنا على الرغم من البرد الذي بدأ نشعربه. قضينا وقتا ممتعا. لقد قضينا وقتا لطيفا جدا. تحدثنا عن اهمية الصدق والحوار. لقد توغلنا في المستقبل. كانت لدينا لحظات سعيدة في التبادل الثقافي المشترك.
Süryani kültürünün derinliğindeki felsefeyi merak edenlere ve bu felsefeyle ilgilenenlere duyurmak için yazıyorum. Geçen aylarda, ‘‘Süryani Mistisizmi’’ başlığıyla bir kitap çalışmasına başlamıştım. Çalışma bitmişti. Ancak öncelik Ağustos 2021’de yayınlanan Süryanice edebi kitaba verildiğinden bahse konu bu kitabın baskı işleri ancak yeni tamamlanmıştır.
أكتب لأعلن لمن لديهم فضول حول الفلسفة في عمق الثقافة السريانية وللمهتمين بهذه الفلسفة. بدأت في الاشهر الماضية العمل على كتاب بعنوان “التصوف السرياني” في اللغة التركية. انتهى العمل. ومع ذلك، بما أنه تم إعطاء الأولوية للكتاب الأدبي السرياني الذي نُشر في آب 2021، فقد اكتملت أعمال طباعة هذا الكتاب للتو.
2022 yılı geldi. Hoş geldi. Ülkemize ve bütün dünyaya bereketler getirsin. Ruhun ışığı/sevgisi ve aklın ışığı/bilgisi olmadan, gerçek özgünlük ve özgürlük ortaya çıkmaz. İnsanın kendini keşfetmesi ve kendini tanıması anlamına gelen özgünlük olmadan, "bildiğini sanan insandan, kendini bilme" aşamasına düzeyine geçiş/yükseliş kolay değildir..
2022 yılı geldi. Hoş geldi. Ülkemize ve bütün dünyaya bereketler getirsin. Ruhun ışığı/sevgisi ve aklın ışığı/bilgisi olmadan, gerçek özgünlük ve özgürlük ortaya çıkmaz. İnsanın kendini keşfetmesi ve kendini tanıması anlamına gelen özgünlük olmadan, "bildiğini sanan insandan, kendini bilme" aşamasına düzeyine geçiş/yükseliş kolay değildir..
2022 yılı geldi. Hoş geldi. Ülkemize ve bütün dünyaya bereketler getirsin. Ruhun ışığı/sevgisi ve aklın ışığı/bilgisi olmadan, gerçek özgünlük ve özgürlük ortaya çıkmaz. İnsanın kendini keşfetmesi ve kendini tanıması anlamına gelen özgünlük olmadan, "bildiğini sanan insandan, kendini bilme" aşamasına düzeyine geçiş/yükseliş kolay değildir..
Yaldo Brikho: Mutlu Noeller.. Mesih, yoldur. Mesih, yaşamdır. Mesih, hakikattir. Doğuşuyla yolu, yaşamı, hakikati aşikâr etti. O ilahi sevginin bedenlenmesidir.
‘‘What has come into being in him was life, and the life was the light of all people. The light shines in the darkness, and the darkness did not overcome it’’ (John 1: 3-5). We are very close to a day that blesses the renewal life: Yaldo, Christmas.
"Hanila" is a word shaped by the input of Syriac culture and reached our times from the depths of a history kneaded in the yeast of that input." Malfono Yusuf Beğtaş explains.
Language is the foremost element that forms culture. And faith has an important place among the elements that sustain culture. The combination of these two elements, their synonymy grants a multiplicity of meaning to the word.
Birçok insanın geri dönmek istediği ve dönemediği yıllar… İnsanların aklına çoğu zaman iyi, bazen de kötü bir tat bırakan yıllar… İnsanın yaşamına olumlu-olumsuz yönler çizen ve geleceği şekillendiren güçlü yıllar…
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Birlikte yaşama kültürünü, iş birliğini, barışı, refahı, istikrarı teşvik etti. Çünkü bu kültür, sadece geçmişin bir kalıntısı değil, bölgenin çoğulcu kimliğine farklı anlamlar katan değerlerin de mirasçısı. Var olan tarihi kilise ve manastırlarıyla, ilim ve irfan merkezleriyle bölgenin ekonomik kalkınmasına, ulusal ve küresel ölçekte tanınmasına hâlâ önemli katkılar sunuyor.
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge Yazar Aleksandr Soljenitsin şöyle yazmaktadır: "Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz.."
Nusaybinli Narsay olarak biliniyorsa da, (d. 410 sonrası, ö. 503) geç antik çağda Urfa ve Nusaybin’de yaşamış üretken bir üstat/yazar/düşünürdür. Tüm yaşamını ders vermeye adadı. Tarihin tanıdığı meşhur okullardan birisi ve Doğu’nun parlayan yıldızı olan Nsibin/Nusaybin Süryani Okulunu kırk beş yıl boyunca yönetti ve bu okulda ders verdi, hocalık yaptı.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge Yazar Aleksandr Soljenitsin şöyle yazmaktadır: “Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz..”
Nusaybinli Narsay olarak biliniyorsa da, (d. 410 sonrası, ö. 503) geç antik çağda Urfa ve Nusaybin’de yaşamış üretken bir üstat/yazar/düşünürdür. Tüm yaşamını ders vermeye adadı. Tarihin tanıdığı meşhur okullardan birisi ve Doğu’nun parlayan yıldızı olan Nsibin/Nusaybin Süryani Okulunu kırk beş yıl boyunca yönetti ve bu okulda ders verdi, hocalık yaptı.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge Yazar Aleksandr Soljenitsin şöyle yazmaktadır: "Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz.."
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge Yazar Aleksandr Soljenitsin şöyle yazmaktadır: "Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz.."
Nusaybinli Narsay olarak biliniyorsa da, (d. 410 sonrası, ö. 503) geç antik çağda Urfa ve Nusaybin’de yaşamış üretken bir üstat/yazar/düşünürdür. Tüm yaşamını ders vermeye adadı. Tarihin tanıdığı meşhur okullardan birisi ve Doğu’nun parlayan yıldızı olan Nsibin/Nusaybin Süryani Okulunu kırk beş yıl boyunca yönetti ve bu okulda ders verdi, hocalık yaptı.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge Yazar Aleksandr Soljenitsin şöyle yazmaktadır: "Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz.."
Orada… orada… işte orada… uzakta… mutluluk hormonu salgılayan Turabdin’in doruğunda bir köy var. Gitmesek de, tozmasak da o köy bizim köyümüzdür… O köy, 1990’lı yılların çalkantısı içinde 7 yıl boş kalmış 2002’de rahmete kavuşan öz kardeşi Lahdo Ergün’un ile birlikte MALKE ERGÜN amcanın yeniden imar ettiği ve canlandırdığı Mardin-Midyat’a bağlı Derkube (Karagöl) köyüdür.
Nusaybinli Narsay olarak biliniyorsa da, (d. 410 sonrası, ö. 503) geç antik çağda Urfa ve Nusaybin’de yaşamış üretken bir üstat/yazar/düşünürdür. Tüm yaşamını ders vermeye adadı. Tarihin tanıdığı meşhur okullardan birisi ve Doğu’nun parlayan yıldızı olan Nsibin/Nusaybin Süryani Okulunu kırk beş yıl boyunca yönetti ve bu okulda ders verdi, hocalık yaptı.
كتب المؤلف والكاتب الحكيم الحائزعلى جائزة نوبل Aleksandr Soljenitsin ألكسندرسولجينتسين: “إذا لم نتعلم كبح غباتنا ومطالبنا بشكل صارم، وإخضاع مصالحنا للمعاييرالأخلاقية، فإننا – أي الإنسانية – سوف ينجم عن ذلك أسوأ ما في الإنسان. وتكشّر الطبيعة الإنسانية عن أسنانها”. أود الرد باقتباس من معلمنا المحترم Kemal Sayar مال سيار. يقول؛ “فقط بالجواهر التي نحملها في أرواحنا هي التي تميزنا عن الآخرين، ليس من خلال الاستيلاء عليها، ولكن من خلال رفض الاستيلاء عليها ، يمكننا تحقيق الإنجاز الروحي الحقيقي”.
على الرغم من أنه معروف باسم نرساي من نصيبين (مواليد بعد 410، ت 503) إلا أنه كان معلمًا / مؤلفًا / مفكرًا غزير الإنتاج عاش في أورفة ونصيبين في أواخر العصور القديمة. كرس حياته كلها للتدريس. أدار مدرسة نصيبين / السريانية، إحدى المدارس الشهيرة المعروفة في التاريخ ونجم الشرق الساطع، لمدة خمسة وأربعين عامًا، وقام بالتدريس والمحاضرة في هذه المدرسة.
كتب المؤلف والكاتب الحكيم الحائزعلى جائزة نوبل Aleksandr Soljenitsin ألكسندرسولجينتسين: “إذا لم نتعلم كبح غباتنا ومطالبنا بشكل صارم، وإخضاع مصالحنا للمعاييرالأخلاقية، فإننا – أي الإنسانية – سوف ينجم عن ذلك أسوأ ما في الإنسان. وتكشّر الطبيعة الإنسانية عن أسنانها”. أود الرد باقتباس من معلمنا المحترم Kemal Sayar مال سيار. يقول؛ “فقط بالجواهر التي نحملها في أرواحنا هي التي تميزنا عن الآخرين، ليس من خلال الاستيلاء عليها، ولكن من خلال رفض الاستيلاء عليها ، يمكننا تحقيق الإنجاز الروحي الحقيقي”.
على الرغم من أنه معروف باسم نرساي من نصيبين (مواليد بعد 410، ت 503) إلا أنه كان معلمًا / مؤلفًا / مفكرًا غزير الإنتاج عاش في أورفة ونصيبين في أواخر العصور القديمة. كرس حياته كلها للتدريس. أدار مدرسة نصيبين / السريانية، إحدى المدارس الشهيرة المعروفة في التاريخ ونجم الشرق الساطع، لمدة خمسة وأربعين عامًا، وقام بالتدريس والمحاضرة في هذه المدرسة.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge Yazar Aleksandr Soljenitsin şöyle yazmaktadır: “Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz..”
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge Yazar Aleksandr Soljenitsin şöyle yazmaktadır: “Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz..”
قبل أن يمتلكنا ما نملكه، يجب أن نتملكه ونحصل عليه. أولئك الذين يستطيعون إظهار هذه الشجاعة والجسارة وتنفيذ ذلك بنجاح يعتبرون قد وصلوا إلى أعلى مستوى في الحياة. كلما زاد الحب والنية الحسنة، كلما كانت الحياة أكثر إرضاءً وذات مغزى.
قبل أن يمتلكنا ما نملكه، يجب أن نتملكه ونحصل عليه. أولئك الذين يستطيعون إظهار هذه الشجاعة والجسارة وتنفيذ ذلك بنجاح يعتبرون قد وصلوا إلى أعلى مستوى في الحياة. كلما زاد الحب والنية الحسنة، كلما كانت الحياة أكثر إرضاءً وذات مغزى.
Nusaybinli Narsay olarak biliniyorsa da, (d. 410 sonrası, ö. 503) geç antik çağda Urfa ve Nusaybin’de yaşamış üretken bir üstat/yazar/düşünürdür. Tüm yaşamını ders vermeye adadı. Tarihin tanıdığı meşhur okullardan birisi ve Doğu’nun parlayan yıldızı olan Nsibin/Nusaybin Süryani Okulunu kırk beş yıl boyunca yönetti ve bu okulda ders verdi, hocalık yaptı.
Nusaybinli Narsay olarak biliniyorsa da, (d. 410 sonrası, ö. 503) geç antik çağda Urfa ve Nusaybin’de yaşamış üretken bir üstat/yazar/düşünürdür. Tüm yaşamını ders vermeye adadı. Tarihin tanıdığı meşhur okullardan birisi ve Doğu’nun parlayan yıldızı olan Nsibin/Nusaybin Süryani Okulunu kırk beş yıl boyunca yönetti ve bu okulda ders verdi, hocalık yaptı.
Birçok insanın geri dönmek istediği ve dönemediği yıllar… İnsanların aklına çoğu zaman iyi, bazen de kötü bir tat bırakan yıllar… İnsanın yaşamına olumlu-olumsuz yönler çizen ve geleceği şekillendiren güçlü yıllar… O yıllara dönüş mümkün olmasa da, bana göre, o yılları bütün çıplaklığıyla ve tazeliğiyle yaşamak ve yaşatmak, insanın kendini bulma, kendini yönetme yolculuğunda insana tarifi imkânsız katkılar sunar.
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Birlikte yaşama kültürünü, iş birliğini, barışı, refahı, istikrarı teşvik etti. Çünkü bu kültür, sadece geçmişin bir kalıntısı değil, bölgenin çoğulcu kimliğine farklı anlamlar katan değerlerin de mirasçısı. Var olan tarihi kilise ve manastırlarıyla, ilim ve irfan merkezleriyle bölgenin ekonomik kalkınmasına, ulusal ve küresel ölçekte tanınmasına hâlâ önemli katkılar sunuyor.
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Dil, kültürü oluşturan temel öğelerin başında gelir. İnanç ise, kültürü var eden esas öğelerin içerisinde önemli bir yer tutar. Bu iki öğenin bir araya gelmesi, anlamsal açıdan iç içe geçmesi, anlatılmak istenen(ler)e farklı anlamlar katar.
Hanila, Süryani kültüründe çok önemli aynı zamanda güzide bir yere sahiptir. Yaşamın merkezinde yer alan bir ısı küresi gibidir. Bağışlayıcı anlamlara sahiptir. Bütün varlığı kuşatır.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge Yazar Aleksandr Soljenitsin şöyle yazmaktadır: "Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz.."
Nusaybinli Narsay olarak biliniyorsa da, (d. 410 sonrası, ö. 503) geç antik çağda Urfa ve Nusaybin’de yaşamış üretken bir üstat/yazar/düşünürdür. Tüm yaşamını ders vermeye adadı. Tarihin tanıdığı meşhur okullardan birisi ve Doğu’nun parlayan yıldızı olan Nsibin/Nusaybin Süryani Okulunu kırk beş yıl boyunca yönetti ve bu okulda ders verdi, hocalık yaptı.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge Yazar Aleksandr Soljenitsin şöyle yazmaktadır: “Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz..”
Nusaybinli Narsay olarak biliniyorsa da, (d. 410 sonrası, ö. 503) geç antik çağda Urfa ve Nusaybin’de yaşamış üretken bir üstat/yazar/düşünürdür. Tüm yaşamını ders vermeye adadı. Tarihin tanıdığı meşhur okullardan birisi ve Doğu’nun parlayan yıldızı olan Nsibin/Nusaybin Süryani Okulunu kırk beş yıl boyunca yönetti ve bu okulda ders verdi, hocalık yaptı.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge Yazar Aleksandr Soljenitsin şöyle yazmaktadır: "Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz.."
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge Yazar Aleksandr Soljenitsin şöyle yazmaktadır: "Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz.."
Nusaybinli Narsay olarak biliniyorsa da, (d. 410 sonrası, ö. 503) geç antik çağda Urfa ve Nusaybin’de yaşamış üretken bir üstat/yazar/düşünürdür. Tüm yaşamını ders vermeye adadı. Tarihin tanıdığı meşhur okullardan birisi ve Doğu’nun parlayan yıldızı olan Nsibin/Nusaybin Süryani Okulunu kırk beş yıl boyunca yönetti ve bu okulda ders verdi, hocalık yaptı.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bilge Yazar Aleksandr Soljenitsin şöyle yazmaktadır: "Eğer arzularımızla taleplerimizi kesin biçimde sınırlamayı, çıkarlarımızı ahlaki ölçütlere tabi kılmayı öğrenmezsek, insan doğasının en kötü yanları dişlerini gösterirken bizler -yani insanlık- paramparça olup gideceğiz.."
Orada… orada… işte orada… uzakta… mutluluk hormonu salgılayan Turabdin’in doruğunda bir köy var. Gitmesek de, tozmasak da o köy bizim köyümüzdür… O köy, 1990’lı yılların çalkantısı içinde 7 yıl boş kalmış 2002’de rahmete kavuşan öz kardeşi Lahdo Ergün’un ile birlikte MALKE ERGÜN amcanın yeniden imar ettiği ve canlandırdığı Mardin-Midyat’a bağlı Derkube (Karagöl) köyüdür.
Nusaybinli Narsay olarak biliniyorsa da, (d. 410 sonrası, ö. 503) geç antik çağda Urfa ve Nusaybin'de yaşamış üretken bir üstat/yazar/düşünürdür. Tüm yaşamını ders vermeye adadı. Tarihin tanıdığı meşhur okullardan birisi ve Doğu’nun parlayan yıldızı olan Nsibin/Nusaybin Süryani Okulunu kırk beş yıl boyunca yönetti ve bu okulda ders verdi, hocalık yaptı.
Literature is the most important canon that expands the intellectual horizon of humanity, and literary works are the aesthetic products of this canon. My book titled ‘’Tasroro u Buyoye d-Sabro” (The Warrior and the Solace of Hope)’, which I penned in the Sertā variant of Syriac, is also a work that emerged within the framework of this literary canon, aiming to keep the spirit of a tree/tradition with deep roots alive.
Yıldönümleri önemlidir. Özellikle vefat yıldönümleri insanın yaşam çizelgesinde çok manidardır. 31 Ekim 2021 günü, Beth Firmo/Gökinan ailesi için böyle bir gündü. Bu ailemiz, Kasım 2020’de iki değerli şahsiyetini ebediyete uğurlamıştı.
Süryani kültürü içerisinde bilhassa kiliselerde musiki ile icra edilen manevi ritüellerin çok yönlü derin bir felsefesi var dır . Didaktik üsluplar ve eğitsel anlamlar taşıyan bu ritüellerin temel amacı, zihnin patolojik sorunsalını, ruhun istikrarlı ve sağaltıcı düşünceleriyle ısıtmak ve bağdaştırmaktır. Bu sorunsalı, sosyal donanımlara dönüştürmektir. Bu ritüeller sayesinde insan zihni, duyuları, düşüncesi, alt ve üst bilinç yetisiyle birlikte ilahi hakikatin/hikmetin olgunluğuna, kreatif üretkenliğine yani gerçek sevgi diyarına yükselir ve bu sayede insan,
Süryani kültürü içerisinde bilhassa kiliselerde musiki ile icra edilen manevi ritüellerin çok yönlü derin bir felsefesi vardır. Didaktik üsluplar ve eğitsel anlamlar taşıyan bu ritüellerin temel amacı, zihnin patolojik sorunsalını, ruhun istikrarlı ve sağaltıcı düşünceleriyle ısıtmak ve bağdaştırmaktır. Bu sorunsalı, sosyal donanımlara dönüştürmektir. Bu ritüeller sayesinde insan zihni, duyuları, düşüncesi, alt ve üst bilinç yetisiyle birlikte ilahi hakikatin/hikmetin olgunluğuna, kreatif üretkenliğine yani gerçek sevgi diyarına yükselir ve bu sayede insan, bencillikten, kurumlanmadan, farklılıktan,
Sahip olduklarımız bize sahip olmadan biz onlara sahip olmalıyız/olabilmeliyiz. Bu yürekliliği ve bu cesareti gösterebilenler ve bunu başarıyla yürütenler, yaşamda varılabilecek en büyük makama ulaşmış sayılırlar. Bu doğrultuda ne kadar çok sevgi ve iyi niyet varsa, yaşam o kadar anlamlı ve doyumlu olur.
"Savaşçı ve Umudun Tesellisi" isimli kitap, Yeni Anadolu Yayıncılık tarafından yayınlandı. Süryani Yazar Malfono Yusuf Beğtaş tarafından kaleme alınan kitap, farklı içerikte Süryanice yazı ve makalelerden oluşmaktadır.
الكتاب الذي يحمل عنوان “المحارب وعزاء الأمل // تسرورو وبوييا دصبرو”، والذي كتبته بالخط السرياني سيرتو، هو عمل ظهر في إطار هذا القانون الأدبي، وهو عمل يهدف إلى الحفاظ على روح الشجرة / التقاليد ذات الجذور العميقة التي على قيد الحياة.
الكتاب الذي يحمل عنوان “المحارب وعزاء الأمل // تسرورو وبوييا دصبرو”، والذي كتبته بالخط السرياني سيرتو، هو عمل ظهر في إطار هذا القانون الأدبي، وهو عمل يهدف إلى الحفاظ على روح الشجرة / التقاليد ذات الجذور العميقة التي على قيد الحياة.
First of all, visits to one’s home country are essentially cultural activities. They are among the activities that nurture people’s humanity and purify their spirits. They are one of the important factors of reinforcing friendship and affinity, as well as interaction, development, transformation, and economic growth.
First of all, visits to one’s home country are essentially cultural activities. They are among the activities that nurture people’s humanity and purify their spirits. They are one of the important factors of reinforcing friendship and affinity, as well as interaction, development, transformation, and economic growth.
No entity in nature, whether organic or inorganic, exists solely for its own self. Due to the natural system, everything is interdependent. Just as the sun does not rise for itself, neither does a tree bear fruit for itself. The same goes for us humans. By virtue of mutual need, we must complete and better one another with love and without expecting something in return. We are obligated to give back to the source from which we receive.
No entity in nature, whether organic or inorganic, exists solely for its own self. Due to the natural system, everything is interdependent. Just as the sun does not rise for itself, neither does a tree bear fruit for itself. The same goes for us humans. By virtue of mutual need, we must complete and better one another with love and without expecting something in return. We are obligated to give back to the source from which we receive.
Ba yawmotho dşaficina, fris u kthowo dıkmıntarwo hani zabno yarixo me Kathowo Malfono Yusuf Beğtaş. U beth froso d’YAY d’Tırkiya dıfrısle u kthowano dmahet eşme “Tasroro, u Buyoe d’Sabro” yani “U Mharbono wu msahlono du Sabro”, kibe zıd me 350 dafe.
لا يوجد كائن حي أو غير حي في الطبيعة يعيش فقط لذاته. بسبب النظام الطبيعي، كل شيء يتغذى على بعضه البعض. فكما أن الشمس لا تشرق من تلقاء نفسها، كذلك لا تثمر الشجرة لنفسها. نفس الشيء ينطبق علينا نحن البشر. بسبب الحاجة المتبادلة، يجب أن نكمل ونطور بعضنا البعض بالحب والامتنان. نحن ملزمون بإعادة المصدر الذي تلقيناه.
In Syriac literature, the topic of spiritual wellbeing is unproblematic. On the contrary, the concepts specific to this field are rich and deep. Because from past to present, many suggestions, both written and oral, as well as countless works have been made in this literature against the spiritual illnesses that poison life and the belief system.
عند النظر إليها من منظوراجتماعي، فإن فوائد زيارة الوطن من الخارج كثيرة. بادئ ذي بدء، تعتبرزيارة المرء إلى أرضه من الأنشطة ثقافية. إنه من بين الأنشطة التي تغذي إنسانية الإنسان وتطهر روحه. إنه أحد العوامل المهمة لتعزيز الصداقة والتقارب والتفاعل والتنمية والتحول والتنمية الاقتصادية.
عند النظر إليها من منظوراجتماعي، فإن فوائد زيارة الوطن من الخارج كثيرة. بادئ ذي بدء، تعتبرزيارة المرء إلى أرضه من الأنشطة ثقافية. إنه من بين الأنشطة التي تغذي إنسانية الإنسان وتطهر روحه. إنه أحد العوامل المهمة لتعزيز الصداقة والتقارب والتفاعل والتنمية والتحول والتنمية الاقتصادية.
In Syriac literature, the topic of spiritual wellbeing is unproblematic. On the contrary, the concepts specific to this field are rich and deep. Because from past to present, many suggestions, both written and oral, as well as countless works have been made in this literature against the spiritual illnesses that poison life and the belief system.
لا يوجد كائن حي أو غير حي في الطبيعة يعيش فقط لذاته. بسبب النظام الطبيعي، كل شيء يتغذى على بعضه البعض. فكما أن الشمس لا تشرق من تلقاء نفسها، كذلك لا تثمر الشجرة لنفسها. نفس الشيء ينطبق علينا نحن البشر. بسبب الحاجة المتبادلة، يجب أن نكمل ونطور بعضنا البعض بالحب والامتنان. نحن ملزمون بإعادة المصدر الذي تلقيناه.
Literatürde yaşlı-genç olarak bilinen Lao-tzu, MÖ 6. Yüzyılda yaşamış bir filozoftur. Çok önemli bir Çin düşünürüdür. Yaşamın doğasına dair güzel tespitleri olan büyük bir bilge üstattır.
Tarih 5 Ağustos, 2021. Ağustos sıcağının bu kavurucu gününde İstanbul-Kınalı Ada’ya gidiyorum. Birbirimize ‘‘ahuno/kardeşim diye hitap ettiğimiz Uzman Psikiyatr Dr. Bülent Midyat’a ilk yaklaştığımda etrafı kavuran sıcağa rağmen,
Bilgi, insanın gönlünü/ruhunu aydınlatan ilahi bir ışındır. Sevgi ile biçimlenen bir mutluluk halidir. En zor bilgi ise, insanın kendini tanımasıdır/keşfetmesidir. Kadim öğretilerde ve ruhani geleneklerde bu konu hakkında aynı temada bilgiler çok olsa da, sadece bir alıntıyla konunun önemini vurgulamanın yeterli olacağını düşünüyorum. Ünlü yazar/düşünür Miguel de Unamuno (1864-1936) şöyle der: ‘‘En zor bilim de kendini bilmektir.’’
Sosyolojik yaklaşımlarla bakıldığında yurtdışından anavatana yapılan ziyaretlerin faydaları çoktur. Öncelikle insanın kendi öz toprağına yaptığı ziyaretler birer kültürel aktivite niteliğindedir. İnsanın insanlığını besleyen ve ruhunu temizleyen aktiviteler arasındadır. Dostluğu ve yakınlığı pekiştirmenin,
‘’Tasroro u Buyoye d-Sabro // Savaşçı ve Umudun Tesellisi’’ başlığını taşıyan, Süryanicenin Serto hattıyla kaleme aldığım kitap da işte bu edebî kanon çerçevesinde ortaya çıkmış bir eser olup, kökü derinlerde bir ağacın/geleneğin ruhunu yaşatmanın gayretini hedeflemiş bir çalışmadır.
‘’Tasroro u Buyoye d-Sabro // Savaşçı ve Umudun Tesellisi’’ başlığını taşıyan, Süryanicenin Serto hattıyla kaleme aldığım kitap da işte bu edebî kanon çerçevesinde ortaya çıkmış bir eser olup, kökü derinlerde bir ağacın/geleneğin ruhunu yaşatmanın gayretini hedeflemiş bir çalışmadır.
‘’Tasroro u Buyoye d-Sabro // Savaşçı ve Umudun Tesellisi’’ başlığını taşıyan, Süryanicenin Serto hattıyla kaleme aldığım kitap da işte bu edebî kanon çerçevesinde ortaya çıkmış bir eser olup, kökü derinlerde bir ağacın/geleneğin ruhunu yaşatmanın gayretini hedeflemiş bir çalışmadır.
"Savaşcı ve Umudun Tesellisi" isimli kitap, Yeni Anadolu Yayıncılık tarafından yayınlandı. Süryani yazar Yusuf Beğtaş tarafından kaleme alınan kitap, farklı içerikte Süryanice yazı ve makalelerden oluşmaktadır.
‘’Tasroro u Buyoye d-Sabro // Savaşçı ve Umudun Tesellisi’’ başlığını taşıyan, Süryanicenin Serto hattıyla kaleme aldığım kitap da işte bu edebî kanon çerçevesinde ortaya çıkmış bir eser olup, kökü derinlerde bir ağacın/geleneğin ruhunu yaşatmanın gayretini hedeflemiş bir çalışmadır.
Süryani literatüründe ruh sağlığı konusunda kavram sorunsalı yoktur. Aksine bu alana özgü kavramlar oldukça zengin ve derinliklidir. Çünkü yaşamı ve inanç sistemini zehirleyen ruhsal hastalıklara karşı bu literatürde geçmişten günümüze pek çok yazılı ve sözlü önermeler yapılmış, keza bu alanda sayısız eserler verilmiştir.
‘’Tasroro u Buyoye d-Sabro // Savaşçı ve Umudun Tesellisi’’ başlığını taşıyan, Süryanicenin Serto hattıyla kaleme aldığım kitap da işte bu edebî kanon çerçevesinde ortaya çıkmış bir eser olup, kökü derinlerde bir ağacın/geleneğin ruhunu yaşatmanın gayretini hedeflemiş bir çalışmadır.
‘’Tasroro u Buyoye d-Sabro // Savaşçı ve Umudun Tesellisi’’ başlığını taşıyan, Süryanicenin Serto hattıyla kaleme aldığım kitap da işte bu edebî kanon çerçevesinde ortaya çıkmış bir eser olup, kökü derinlerde bir ağacın/geleneğin ruhunu yaşatmanın gayretini hedeflemiş bir çalışmadır.
Doğada canlı-cansız hiçbir varlık, salt kendi benliği için yaşamamaktadır. Doğal sistem gereği, her şey birbirinden beslenir. Güneş kendisi için doğmadığı gibi, ağaç da kendisi için meyve vermez. Aynı şey biz insanlar için de geçerlidir. Karşılıklı ihtiyaç gereği, birbirimizi sevgiyle, minnet etmeden tamamlamalı, geliştirmeliyiz. Aldığımız kaynağa geri vermekle yükümlüyüz.
Doğada canlı-cansız hiçbir varlık, salt kendi benliği için yaşamamaktadır. Doğal sistem gereği, her şey birbirinden beslenir. Güneş kendisi için doğmadığı gibi, ağaç da kendisi için meyve vermez. Aynı şey biz insanlar için de geçerlidir. Karşılıklı ihtiyaç gereği, birbirimizi sevgiyle, minnet etmeden tamamlamalı, geliştirmeliyiz. Aldığımız kaynağa geri vermekle yükümlüyüz.
Doğada canlı-cansız hiçbir varlık, salt kendi benliği için yaşamamaktadır. Doğal sistem gereği, her şey birbirinden beslenir. Güneş kendisi için doğmadığı gibi, ağaç da kendisi için meyve vermez. Aynı şey biz insanlar için de geçerlidir. Karşılıklı ihtiyaç gereği, birbirimizi sevgiyle, minnet etmeden tamamlamalı, geliştirmeliyiz. Aldığımız kaynağa geri vermekle yükümlüyüz.
Doğada canlı-cansız hiçbir varlık, salt kendi benliği için yaşamamaktadır. Doğal sistem gereği, her şey birbirinden beslenir. Güneş kendisi için doğmadığı gibi, ağaç da kendisi için meyve vermez. Aynı şey biz insanlar için de geçerlidir. Karşılıklı ihtiyaç gereği, birbirimizi sevgiyle, minnet etmeden tamamlamalı, geliştirmeliyiz. Aldığımız kaynağa geri vermekle yükümlüyüz.
Doğada canlı-cansız hiçbir varlık, salt kendi benliği için yaşamamaktadır. Doğal sistem gereği, her şey birbirinden beslenir. Güneş kendisi için doğmadığı gibi, ağaç da kendisi için meyve vermez. Aynı şey biz insanlar için de geçerlidir. Karşılıklı ihtiyaç gereği, birbirimizi sevgiyle, minnet etmeden tamamlamalı, geliştirmeliyiz. Aldığımız kaynağa geri vermekle yükümlüyüz.
The historical traces of Syriac culture and its unique structure in the realm of art, crafts, architecture, folklore, economy can be seen in different regions of Turkey such as Antakya, ?skenderun, Adana, Malatya, Urfa, Elaz??, Ad?yaman, Diyarbak?r, Mardin, Van, Batman, Hakkari, Siirt and ??rnak. Syriac culture and the people-centered customs, conventions and rituals that developed within it contain rich folkloric attributes. With this structure, it has always contributed to the sociocultural development of the region.
In a world where everything is in a state of change and transformation, nothing can stay the same. Nothing can be the same. For this reason, each person’s perception of life and self as well as their search is different. In the same way, the search for meaning is also unique to each person. However, to put it in general terms, the search for meaning on the path of life is self-discovery, self-knowledge and the journey of actualizing one’s own distinguishing personal story.
Yusuf Begtas :From a religious standpoint, the immaterial, invisible beings that are believed to be created from light and who serve as mediators between God and humans are called angels. In other words, they are sinless, radiant and spiritual beings that cannot be perceived through sense organs or seen with the eye; they serve God, perfectly carry out their duties and act in accordance with the purpose of creation. Since angels are metaphysical beings, they fall outside of the domain of positive sciences.
Yusuf Begtas :Beyond known meanings, masks that hide the true nature of one’s self/personality are deceptive intentions/speech/actions and manipulative behavior/roles that conceal sincere emotions and true appearance. In this negative fashion, one experiences a terrifying alienation both towards themselves and those they are in contact with. For this reason, world-famous writer Franz Kafka (1883-1924) has said, “It is hard to remove someone’s mask when it is thicker than their face.”
Yusuf Begtas :Our lives belong to us as much as they belong to others; our lives belong to this life as much as they belong to another. Helping and supporting one another with unconditional love and for the benefit of the fellow man is imperative for both lives. Helping or contributing out of compassion gives a special joy to the spirit. It bestows relief and tranquility on the mind. It consolidates inner peace.
Absolute truth is constantly knocking on the door of our inner world. Like the words of Scripture, the fact that the inner door is being knocked is very sobering and valuable for mindful people.
ܫܪܳܪܳܐ ܕܰܡܫܝܼܚܳܐ ܫܒܺܝܼܠܐ ܗ̱ܘ ܕܚܘܼܒܳܐ ܘܡܘܼܟܳܟܳܐ ܡܫܰܘܫܛܳܢܳܐ ܕܫܘܼܓܢܳܝܐ ܓܰܘܳܝܐ. ܒܪܡ ܠܐ ܡܶܬܶܢܩܶܠ ܫܒܝܼܠܐ ܗܳܢܳܐ ܐܠܐ ܒܢܘܼܗܪܳܐ ܘܰܚܢܳܢܳܐ ܘܚܰܘܣܳܢܳܐ ܕܫܰܝܳܐ «ܐܝܼܩܳܪܳܐ ܪܰܒܳܐ» ܕܒܰܪܢܳܫܐ.
لا توجد مشكلة مفاهيمية حول الصحة الروحية في الأدب السرياني. على العكس من ذلك، فإن المفاهيم الخاصة بهذا المجال غنية وعميقة للغاية. لأن العديد من المقترحات المكتوبة والشفوية قد تم تقديمها من الماضي إلى الحاضر في هذه الأدبيات ضد الأمراض الروحية التي تسمم الحياة ونظام المعتقدات، وقد تم تقديم العديد من الأعمال في هذا المجال. لذلك، فإن مفردات ومفهوم اللغة السريانية، اللغة القديمة الحية، مثل (الشوملويو– التكامل) هذا المفهوم اللغوي يعمل بمثابة ترياق ضد الأوهام العقلية في علم التشريح المرضي وضد كل ما يجعل الحياة مريضة.
عندما أحاول أن أفهم مشاعر القدَيسين والملافنة السريان / الأساتذة وعلماء اللاهوت وأرباب الكلام وحكماء القلوب الذين يحاولون شرح معنى الحقيقة والحياة بالصياغات السحرية للكلمات والذين يهدفون إلى أن يكونوا مرهمًا للجروح الروحية في إبداعاتهم. حينما أحاول ذلك أود أن أؤكد في بداية كلامي الحقيقة التالية "البشر يصبحون بشرًا عندما يتعاملون